Progesteron Hormonu Nedir?

Progesteron hormonu, insanların ve hatta diğer doğurgan canlıların adet döngüleri ve gebelik durumları üzerinde etkisi olan bir cinsiyet ve steroid hormonudur. Bir çeşit kadınlık hormonu olan progesteron hormonu temel anlamda rahmin gebelik için hazır olmasını sağlayan ve her ay düzenli şekilde salgılanan bir hormon olarak tanınır. Aynı zamanda adet döngüsünü de düzenleyen bu hormon, vücut açısından da önemlidir.

Progesteron hormonu cinsiyetlere göre farklı önem taşır!

Progesteron hormonunun kadınlardaki salgılanma miktarı, erkeklerde salgılanma oranına göre çok daha yüksektir. Ancak bu farklılık her iki cinsin günlük faaliyetlere etkisini pek fazla değiştirmez. Progesteron hormonunun vücuttaki önemi her iki cins için de ayrıdır.

Kadınlarda progesteron hormonu

Progesteron hormonunun genel vücut faaliyetlerini sürdürmenin yanında, kadınlar için özel bir değeri de vardır. Zira kadın vücudunu hamilelik için hazırlamaktan sorumlu olan bu hormon, hem doğal yoldan oluşan gebeliklerde hem de tüp bebek tedavilerinde embriyonun rahme tutunmaya devam etmesi için önemli bir görev üstlenir. Bu bakımdan kadınlarda progesteron hormonunun gebeliğin sağlıklı bir şekilde devamı için hayati önem sahip olduğu söylenebilir.

Progesteron hormonu yetersiz olan kadınlarda, bu hormonun hap şeklinde alınması önerilir. Özellikle gebelikte ve tüp bebek tedavisinde bu hormonu arttıracak yöntemlerin izlenmesi, gebeliğin düşükle sonlanmaması için atlanmaması gereken önemli bir noktadır.

Gebelik öncesinde döllenen yumurtanın rahme daha kolay bir şekilde yerleşebilmesi için rahim dokusunda değişikliklere sebep olan bu hormon, embriyonun tutunması ile birlikte işlevine devam eder ve bu defa plasenta tarafından salgılanarak gebeliğin devamlılığı sağlanır.

Gebeliğin gerçekleşmediği aylarda, rahimde oluşan bu doku değişiklikleri, adet kanamaları ile birlikte kasılarak rahimden atılır ve bir sonraki ay için yeniden rahim içinde doku oluşumu başlar. Yani aslında her ay adet döngüsü yaşanmasının amacı, sadece döllenmeyen yumurtaların atılması değil, rahmin de yeniden düzenlenmesi için gerekli oluşumun sağlanmasıdır.  

Gebelik gerçekleşmişse, anne adayının göğüslerinin süt üretimi için hazırlanması da yine progesteronun varlığı ile gerçekleşir. Pek çok doğum kontrol hapı ise yapay olarak üretilmiş progesteron hormonu ile kadınların yumurtlama döngüsünün düzenlenmesini sağlar ve bu nedenle gebeliklere engel olur.

Kadınlarda progesteron hormonu yetersizliği nedir, nelere sebep olur?

Progesteron hormonu, gebelik için gerekli olan temel hormonlardan biri olduğundan progesteron hormonu düşüklüğünde hamilelik büyük olasılıkla gerçekleşemez. Bir kadının vücudunda döllenme sağlıklı bir şekilde gerçekleşse bile  progesteron hormonu yetersiz olduğunda rahim duvarı yeterince kalınlaşmaz. Bu durumda da döllenen yumurtanın rahim duvarına tutunması mümkün olmaz ve gebelik gerçekleşmez ya da sağlıklı bir şekilde sürdürülemez. Progesteron hormonu düşüklüğü, gebelerde düşük riskine ve kanamaya sebep olabildiği için çok tehlikelidir. 

Hamile olmayan kadınlarda ise progesteron hormonu düşüklüğü vücutta pek çok şikayete ve belirtiye sebep olabilir. Hamile olmayan kadınlarda progesteron hormonu düşüklüğü sebebiyle aşağıdaki sorunlar yaşanabilir:

• Adet düzensizliği (adet kanamasının beklenen zamanda olmaması),
• Uzun süreli ve şiddetli baş ağrısı veya migren,
• Sık sık ruh hali değişiklikleri, hatta anksiyete veya depresyon gibi bozukluklar,
• Düzensiz adet kanamaları (kimi zaman normalden çok daha yoğun, bazen de çok az adet kanaması),
• Hayati hormonlar olan progesteron ve östrojen hormonları vücutta birbirlerine karşıt şekilde çalışmaktalar. Bu sebeple de bir kadının vücudunda progesteronu gerektiğinden az olduğunda östrojen daha baskın hale gelebilir. Bu tür bir durumda ise menopoz döneminde de yaşanabilen bazı normal dışı durumlar ortaya çıkabilir. Bu şikayetlerden en önemlileri; normal dışı kilo alımı, fibrokistik memeler ve göğüslerde aşırı hassasiyet, cinsel istekte azalma, miyom oluşumu ve safra kesesi ile ilgili problemler olarak sıralanabilir.

Erkeklerde progesteron hormonu

Kadınlık hormonlarından birisi olarak bilinen progesteron hormonu aslında hem kadınlarda hem de erkeklerde salgılanmaktadır. Ancak kadında salgılanma miktarı erkeklerden çok daha fazladır. Erkeklerdeki progesteron hormonu normal değerleri 1ng/mL’den daha az olmalıdır.

Progesteron hormonu kadın ve erkek vücudunda genel olarak;

• Vücudun sıcaklığının arttırılması ve vücut ısısının korunması,
• Kas dokusunun gevşemesine yardımcı olma,
• Vücutta enfeksiyon sebebiyle oluşan ateşin vücuda verebileceği zararı azaltma olarak sıralanabilir. 

Progesteron hormonu kadın vücudunda üreme bezleri, beyin ve plasenta tarafından üretilmekte ve menopozdan sonrada üretilmeye devam etmektedir. Ancak erkeklerde diğer organlar tarafından az miktarda üretilmektedir.

Progesteron hormonunun vücuttaki görevleri nelerdir?

Genellikle kadın vücudundaki görevleri ve de gebelikteki önemi üzerinde durulsa da progesteron hormonunun vücutta çok sayıda görevi bulunmaktadır. Bu görevler şu şekilde sıralanabilir:

• Vücutta sinirler üzerinde bulunan miyelin kılıfların oluşmasında etkilidir.
• Vücudun iç sıcaklığının arttırılmasına yardımcı olur ve vücut ısısını sağlıklı bir seviyede korur. 
• Kasların dokusunu gevşetir.
• Bağışıklık sisteminin aşırı tepkilerini önleyerek vücutta enfeksiyon nedeni ile artacak ateşin vücuda zarar vermesine engel olur.
• Neredeyse her bir hücrenin günlük rutin işleyişinde katkıları vardır.  

Yukarıda sıralanan görevler ve yan görevleri hesaba katıldığında progesteron hormonunun hem kadınlar hem de erkekler için önemli bir hormon olduğu söylenebilir. Bu hormon genellikle kadınlarda adrenal bezler, üreme bezleri, beyin ve plasenta tarafından üretilmektedir. Erkeklerde ise plasenta olmadığı için diğer organlar tarafından progesteron üretimi sağlanır. 

 Progesteron hormonu değerleri kaç olmalı?

Progesteron hormonu, diğer tüm görevleri bir yana sağlıklı bir hamileliğin oluşması için gereklidir ve belli seviyede olması önem taşır. Özellikle de olası bir kısırlık teşhisi ya da tedavisinde progesteron değerlerinin tespit edilmesi oldukça önemlidir. Bu sebeple bu ve benzeri durumlarda anne adaylarından progesteron testi isteyebilir. Vücuttaki progesteron hormonu seviyesine kan testi ile bakılır. Bu bağlamda sağlıklı bir kadında aşağıdaki durumlarda progesteron hormonu değerleri şu aralıklarda olmalıdır:

• Yumurtlama öncesi dönemde 1 ng/mL’den daha düşük,
• Adet döngüsünün ortalarında 5 – 20 ng/mL arasında,
• Menopozdan sonra 1 ng/mL’den daha düşük,
• Hamileliğin ilk 3 aylık döneminde 11,2 – 90 ng/mL arasında,
• Hamileliğin ikinci 3 aylık döneminde 25,6 – 89,4 ng/mL arasında,
• Hamileliğin son 3 aylık döneminde 48 – 300 (veya fazlası) ng/mL olmalıdır.

Progesteron hormonu yüksekliği nedir, neden olur, nelere sebep olur?

Progesteron hormonu, kadının vücudunda hamileliğin ilk üç ayında hızla yükselmeye başlar. Vücut bu değişikliğe alışana kadar anne adaylarında birtakım şikayetler olabilir. Hamilelik dışındaki dönemlerde progesteron hormonu; konjenital hiperplazi gibi adrenal bez ile ilgili problemlerde, vücutta östrojen seviyesinde azalma olduğunda ya da oral ve transdermal olarak alınan progesteron ilaçlarının çok fazla kullanımında da benzer etkiler olabilir. Progesteron hormonu değeri bir takviye nedeniyle aşırı yükselmişse bir süre sonra kendiliğinden düşer.

Hafif düzeyde progesteron hormonu yüksekliği belirtileri;

• Uyuşukluk hali,
• Geceleri uzun saatler uyumaya rağmen sabahları daha halsiz uyanma,
• Göğüslerde normal dışı hassasiyet,
• Sebepsiz mide bulantısı,
• Kiloda değişiklik ve genellikle kısa sürede 3-5 kg ağırlık artışı,
• Hafif depresyon ve memnuniyetsizlik, keyifsizlik,
• Zaman zaman hafif baş dönmesi,
• Karında şişkinlik hali,
• Bacaklarda aniden gelen rahatsızlık veya ağrı,
• Vücudun fazla su tutması,
• Gereksiz yere kaygılı ya da gergin hissetmek,
• Cinsel dürtüde azalma olarak sıralanabilir.

Hamilelikte progesteron hormonunun görevleri nelerdir?

• Hamilelik daha başlamadan önce östrojen hormonunun yardımı ile kalınlaşan rahim iç tabakası döllenmiş yumurta ve embriyonun ilk hücrelerinin buraya yerleşip, yaşamasına yardımcı olur.
• Rahim içi dokusunun kaslarının, oksitosin hormonuna karşı oluşabilecek duyarlılığını azaltarak bu kasların kasılmasını önler ve bu sayede düşük oluşmasına engel olur.
• Hamileliğin devam etmesini sağlar.
• Doğumdan sonra annenin göğüslerinden süt salgılanmasını sağlar.
• Vücutta kolajen üretimine katkı vererek anne adayının derisinin esnekleşmesine ve böylelikle büyüyen karnın sağlıklı kalmasına yardımcı olur.

Hamilelikte progesteron hormonu değeri kaç olmalı?

Hamilelik söz konusu olduğunda vücutta progesteron seviyesi yükselmektedir. Bu değerler hamileliğin dönemine göre şu değerler arasında olur:

• Hamileliğin ilk 3 aylık kısmında 11,2 – 90 ng/mL arasında,
• Hamileliğin ikinci 3 aylık kısmında 25,6 – 89,4 ng/mL arasında,
• Hamileliğin son 3 aylık kısmında 48 – 300 (veya fazlası) ng/mL şeklindedir.

Hamilelikte progesteron seviyesinin düşmesi durumunda genellikle altta yatan hastalıklar söz konusudur. Gebelikte oluşabilen Cushing sendromu ve antrenogenital sendrom tarzı rahatsızlıklar progesteron hormonu seviyesini düşürebilir. Bu durum kesinlikle incelenmeli ve takip edilmelidir.

Progesteron hormonu miktarı ne zaman değişir?

Progesteron hormonunun gebelik esnasında zaman zaman bir miktar düşüş göstermesi normaldir. Ancak doğum olduktan sonra plasentanın vücut dışına çıkarılması ile birlikte progesteron hormonun miktarında ciddi bir düşüş olur. Bu durum normalde olması beklenen bir durumdur. Zira vücutta rahme tutunacak bir embriyo olmadığı için anne adayının da yüksek bir progesteron hormonu üretimine ihtiyacı olmaz. Ancak gebelikte Adregenital sendrom ve Cushing sendromu adı verilen rahatsızlıkların olması durumunda bu hormonun ciddi oranda azaldığı bilinmektedir. Progesteron hormonunun belirgin şekilde artmasının en büyük sebepleri ise Turner sendomu, düzensiz adet dönemleri ve hipofiz bezi sorunları olarak bilinir. 

Gebelik olsun ya da olmasın vücutta progesteron hormonunun belirgin şekilde artması veya azalması bir soruna işaret edebileceği için önemlidir. Bu bakımdan da doktorun detaylı incelemesini gerektirir. Progesteron hormonunun normal dışı bir şekilde düşmesi ya da yükselmesine sebep olabilecek bir rahatsızlıktan şüphe ediliyorsa da bu tip özel sorunların teşhisi sadece uzman doktor tarafından konabilir. Bu tür bir durumda doktorun önerileri doğrultusunda gerekli tedaviler alınabilir. Vücutta hangi hormonun az ya da çok olduğu ve neden az veya çok olduğunun belirlenmesi sadece sağlık kuruluşlarında yapılacak ilgili tahliller ile mümkündür.

Progesteron hormonu testi neden yapılır?

Progesteron hormonu seviyesi bir kadının yumurtlama ve gebe kalabilme kapasitesini gösterme açısından önemlidir. Bu bakımdan özellikle kısırlık şikayetiyle doktora başvuran kadınlara kanda progesteron  testi yapılır. Progesteron testi sonucuna göre de kadının yumurtlama bozukluğu olup olmadığı anlaşılır. Kadının yumurtalıkları normal şekilde yumurta üretebiliyorsa, progesteron hormonu seviyesinin yüksek olması beklenir. Kanda yapılan progesteron testi değeri 10 ng/mg’den yüksekse, kadının yumurtlama fonksiyonlarının normal olduğu kararı verilir. Ayrıca kadına kanda yapılan gebelik testi pozitif sonuç vermiş, ancak ultrason muayenesinde gebelik kesesi görülemiyorsa da progesteron testi yapılır. 

Bu veriler ışığında progesteron hormonu testi yapılma sebepleri;

• Bazı kısırlık sebeplerini tanımak ve yönetmek (adet döngüsü boyunca zaman zaman progesteron seviyesi değiştiği için birden fazla ölçüm yapılabilir),
• Kadının yumurtlama işleminin tamamlamadığını, oluştuğunu veya indüklenen yumurtanın başarısını izlemek,
• Gebeliğin erken döneminde insan koryonik gonadotropin (hCG) testi ile birlikte ektopik veya başarısız bir gebelik teşhisine yardımcı olmak,
• Plasenta ve fetüsün sağlığının değerlendirilmesine yardımcı olmak için yüksek riskli gruptaki bir gebeliği izlemek,
• Erken oluşmuş bir gebeliği desteklemek için progesteron takviyesi yapılıyorsa tedavinin etkinliğini belirlemeye yardımcı olmak,
• Hamile olmayan kadınlarda anormal rahim kanamasının nedeninin belirlenmesine yardımcı olmak (bu tür bir durumda FSH, LH, hCG, tiroit testleri, pıhtılaşma testleri ve tam kan sayımı (CBC) gibi diğer testlerin yanı sıra Progesteron testi de yapılır) şeklinde sıralanabilir. 

Progesteron testi sonuçları nasıl yorumlanır?

Diğer pek çok testte olduğu gibi progesteron test sonuçlarının yorumlanması da, testin yapılma nedenine bağlı olarak değişir. Progesteron hormonu testinin yorumlanması için kadının adet döngüsü veya gebelik durumu hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Vücutta progesteron seviyesi, genellikle yumurta yumurtalıktan salındığında yükselmeye başlar, birkaç gün süreyle yükselir ve sonra da erken gebelikle yükselmeye devam eder veya gebelik olmamışsa adet sürecini yeniden başlatmak için yavaş yavaş düşer.

Vücutta progesteron seviyeleri aylık döngülerde beklendiği gibi yükselmez ve düşmezse, kadının yumurtlamadığından şüphe edilir ya da progesteron artmadığı için yumurtlamadığı düşünülebilir veya gerekli yükselme ve düşüş olmadığında kadın düzenli aralıklarla adet olmayabilir. Bu şekilde düzenli adet kanaması olmaması, düzenli yumurtlama gerçekleşmemesi de kısırlık nedeni sayılır. Gebeliğin erken bir döneminde progesteron seviyesi normalde beklendiği şekilde yükselmezse, gebelik ektopik (dış gebelik) olabilir ve / veya başarısız olabilir. Bu bağlamda kadının progesteron testi sonuçlarına bakılırken; üreme çağında olup olmadığı, hamile olup olmadığı gibi faktörler göz önünde bulundurulur.

Progesteron testine bakarak kadının hamile olup olmadığı anlaşılabilir mi? 

Hamile bir kadında progesteron seviyesi normal olarak gebeliğin ilk 36- 38 haftalık diliminde yükselir ve sonrasında yeniden azalır. Ancak sadece kadının kanındaki progesteron seviyesi ölçülerek gebeliğin teşhis edilmesi söz konusu değildir. Sadece Beta HCG, yani gebelik hormonu gebeliğin varlığı ya da yokluğuna dair bilgi verir ve teşhis koymaya olanak tanır. Bu bakımdan kadının progesteron seviyelerinin düşük veya yüksek olması tek başına gebeliği teşhis edemez, ancak şüphe duymak için bir gerekçe olabilir.

Progesteron hormonu takviyesi kimlere önerilir?

• Üst üste birden fazla düşük yaşayan kadınlara,
• Gebelikte düşük tehlikesi olan kadınlara,
• Erken doğum riski olan kadınlara,
• Doğal yolla gebelik elde edemediği için tüp bebek tedavisi gören kadınlara,
• Adet döngüsü düzensiz olan kadınlara,
• Polikistik Over Sendromu yaşayan kadınlara,
• Herhangi bir sebeple adet kanamasını ertelemek isteyen kadınlara,
• Rahim duvarı gerekli olduğundan daha fazla kalınlaşan kadınlara,
• Adet kanaması döneminde epilepsi atakları yaşayan kadınlara progesteron hormonu takviyesi önerilir. Ancak bu hormon sadece doktor tavsiyesi ile dışarıdan takviye şeklide alınır.

Progesteron hormonu ne zaman ilaç olarak alınmalı?

Progesteron hormonu dışarıdan ya tek başına ya da östrojen ile kombine şekilde kadınlar tarafından oral kontraseptif olarak, yani hap şeklinde alınır. Bu şekilde yumurtlama önlenerek, istenmeyen gebeliklerin de % 100 oranla engellenmesi mümkün olur. Bununla birlikte progesteron hormonu kadınlarda menopoz semptomlarını gidermek için hormon replasman tedavisinde de kullanılır.

Hormon replasman tedavisi genellikle menopoz semptomlarının tedavisi ve bazı hastalıkların ortaya çıkma riskini azaltmak için kullanılan östrojen de içerir. Östrojen aynı zamanda rahim astarının anormal kalınlaşmasına neden olabilir ve rahim kanseri gelişme riskini de artırabilir. İşte bu süreçte progesteron takviyesi almak, bu kalınlaşmayı önlemeye yardımcı olur ve rahim kanseri gelişme riskini de azaltır. 

Progesteron takviyesi, normal periyotları olan doğum öncesi yaştaki kadınlarda adet dönemin başlatmak için kullanılır ve daha sonra da adet kanını durdurur. Progesteron ilaçları, progestin (kadın hormonları) adı verilen bir ilaç grubunda bulunur. Rahimdeki östrojen miktarını azaltarak hormon replasman tedavisinin bir parçası olarak iş görür. Dışarıdan alınan progesteron ilaçları, bazı kadınların vücudunda eksik olan doğal progesteronun yerine geçerek adetin düzenli olmasına yardımcı olur.

Progesteron hormonu ilaçları nasıl kullanılır?

Dışarıdan takviye şeklinde alınan progesteron hormonu ilaçları genellikle ağız yoluyla alınması için kapsül olarak üretilir. Genel olarak akşamları veya yatmadan önce günde bir kez alınması yeterlidir. Progesteron ilacı alan bir kadının ilacı almadığı zaman progesteron seviyesi 16 – 18 arasında iken, ilacı kullandığında 10 – 12 arasında seyreder. Doktor, progesteron ilacının ne zaman ve nasıl alınacağını hastaya açıklayacaktır. 

Progesteron hormonunun yan etkileri nelerdir?

Vücutta progesteron hormonu; gebelik, adrenal hiperplazi gibi yukarıda sayılan nedenler dışında kendiliğinden aşırı derecede yükselmez. Ancak progesteron eksikliği tespit edildiğinde, kısırlık ya da tüp bebek tedavilerinde kadına progesteron hormonu içeren ilaçlar reçete edilir. Bunların dışında riskli  gebeliklerde ya da daha önceden düşük yapmış anne adaylarında, düzensiz adet kanamaları olan kadınlarda ve polikistik over sendromlu hastalarda progesteron hormonu takviyesine ihtiyaç duyulabilir. Bu ilaçlar oral olarak, enjeksiyon şeklinde ya da transvajinal (vajina içerisine yerleştirilen) fitil olarak kullanılabilir. Progesteron hormonu içeren ilaçlar sadece doktor önerisi ve reçetesi ile kullanılmaktadır. Bu bakımdan bir yan etki göstermesi beklenmez. Ancak bazı özel sağlık problemleri olan kişilerin progesteron ilaçları kullanması risklidir. Bu riskli durumlar şu şekilde sıralanabilir:

• Doktor kontrolü altında olmayan anormal vajinal kanama,
• Meme kanseri riski ya da öyküsü,
• Karaciğer rahatsızlığı,
• Daha önceden felç, kalp krizi veya kan pıhtılaşma sorunları geçirmiş olan hastaların progesteron hormonu ilaçlarının kullanımı tehlikeli olabilir. Bu hastalara doktor progesteron hormonu reçete ederse, öncesinde mutlaka doktora bilgi verilmelidir. 

Progesteron hormonu vücutta aşağıda sıralanan yan etkilere yol açabilir:

• Devam eden baş ağrısı,
• Memelerde hassasiyet veya ağrı,
• Midede ağrı,
• Mide bulantısı ve kusma,
• İshal ve kabızlık gibi sindirim sistemi sorunları,
• Halsizlik ve yorgunluk,
• Kas, eklem veya kemiklerde ağrı,
• Ani sinir, endişe ve asabiyet gibi ruh hali değişiklikleri, 
• Burun akıntısı, 
• Sık sık hapşırık,
• Geçmeyen öksürük,
• Vajinal akıntıda artış,
• İdrar yaparken zorlanma ya da daha sık idrara çıkma gibi yan etkiler hafif ve geçicidir. Bu belirtiler çok ciddi seyrettiğinde ve kısa sürede geçmediğinde vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.

Progesteron hormonu ilaçlarının kullanımı nadiren de olsa, daha ciddi yan etkilere yol açabilir. Bu ciddi belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

• Memede yumru şeklinde bir oluşum,
• Uzun süre geçmeyen şiddetli migren, baş ağrısı ve dönmesi,
• Normalden daha yavaş ya da zor konuşma,
• Kollarda ve bacaklarda halsizlik, zayıflık ya da uyuşukluk,
• Vücutta koordinasyon eksikliği veya denge kaybı,
• Nefes alıp vermede zorluk ve nefes darlığı,
• Nabzın normalden daha hızlı olması,
• Çok sert göğüs ağrısı,
• Tükürükte kan olması,
• Bacakların şişmesi veya bacaklarda ağrı olması,
• Görme kaybı, bulanık veya çift görme,
• Gözlerde şişkinlik, 
• Anormal vajinal kanama,
• Ellerde titreme, 
• Epilepsi krizi,
• Mide ağrısı veya midede şişme,
• Depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sorunlar,
• Kurdeşen, deride dökülme, cilt kaşıntısı,
• Yutkunma zorluğu,
• Yüzde, boğazda, dilde, dudaklarda, gözlerde, ellerde, ayaklarda, ayak bileklerinde veya alt bacaklarda şişme,
• Sesin kısılması gibi belirtiler kesinlikle çok ciddidir ve en kısa süre içinde doktora başvurmak gerekir.

Progesteron hormonu kullanılmaması gereken durumlar nelerdir?

Progesteron hormonu ilaçlarının kullanımının tehlike yarattığı durumlar da olabilir. Bu durumlarda progesteron hormonu kullanımı yine doktor kontrolü ve doktor kararıyla durdurulmalıdır. Bu bağlamda;

• Hamilelik ya da emzirme,
• Meme kanseri,
• Depresyon ilacı kullanımı,
• Damar hastalıkları varlığı, 
• Karaciğer hastalığı, 
• Adet dönemi sebebiyle vajinal kanama olması gibi durumlarda progesteron ilaçlarının alımı doktor kontrolünde durdurulmalıdır.