Günlük hayatımızın geçmiş senelere oranla çok daha fazla kalorili ve kirli olduğu aşikar. Bir yandan sağlıksız bir şekilde üretilen gıdalar ve günlük streslerin beslenme düzenini bozması, bir yandan da bilhassa şehirlerde artan hava kirliliği, maalesef hayatın her alanında sağlık sorunları ile cebelleşmemize neden olabiliyor.
Elbette çocuk sahibi olmakta zorlananların veya henüz çocuk için çalışmaya yeni başlayacak olanların akıllarındaki sorulardan bir tanesi de beslenme bozukluğu ve hava kirliliği kısırlık nedeni mi sorusu. Bu soruyu cevaplamadan önce gebelik süreci ve genel sağlık üzerine bir kaç bilgilendirmede bulunalım.
Gebelik Süreci Nasıl Başlar, Nasıl Devam Eder?
Anne adayının her ay bir yumurta üretmesiyle birlikte cinsel ilişki yaşandığında, erkeğin menisi içerisinde bulunan spermler bu yumurtaya ulaşmaya çalışırlar ve içlerinden bir tanesi yumurtayı döllemeyi başardığında gebelik resmen başlamış olur. Bu aşamadan sonra döllenen yumurta bir embriyo haline gelir ve fallop tüplerinden geçerek rahme iner, orada tutunarak aylar geçtikçe bir bebeğe dönüşmeye, gelişmeye başlar.
Bebeğin ortalama 9 aylık macerası ise doğumla sonuçlanır ve böylece hayata yeni bir insan gelir. Fakat bu gebelik sürecinin başlamasını etkileyen çok sayıda faktör mevcut.
Gebeliği Etkileyen Faktörler
Gebeliğin başlaması için anne adayının fizyolojik anlamda sağlıklı olması, ayrıca her ay sağlıklı bir yumurta üretmesi gerekmektedir. Baba adayının ise spermlerinin hızının, miktarının ve şekillerinin mükemmel olması gebeliğin başlamasını kolaylaştırır. Bu konularda yaşanacak herhangi bir bozukluk ise maalesef gebeliği ya tamamen imkansız kılar ya da onu oldukça zorlu bir hale getirir.
Son senelerde yapılan araştırmalar, erkeklerde sperm adetlerinin giderek düştüğünü gösteriyor fakat kadınlarda ise yumurtalık rezervlerinin bilhassa büyük şehirlerde daha hızlı azalması gibi bazı istenmeyen durumlar mevcut. Bilhassa sigara içen erkeklerde spermlerin hızları ve kaliteleri düşerken, sigara içen kadınlarda erken menopoz yaşanması, gebeliğin çok daha zor bir şekilde ortaya çıkmasına neden oluyor.
Beslenme Bozuklukları ve Kısırlık
Beslenme bozuklukları, bazen çok az yemekten ve vücudun ihtiyaç duyduğu maddeleri ona temin etmemekten, bazen de fazla yiyerek kilo almaktan kaynaklanır. Fakat sanılanın aksine, beslenme bozukluklarının kısırlık üzerinde ciddi etkileri mevcut.
Kadınlarda yumurta üretiminin ve adet döngüsünün doğru bir şekilde ilerlemesi için hormonal dengenin optimum halde bulunması gerekir. Lakin aşırı zayıflık ve aşırı şişmanlık, östrojen dengesinin bozulmasına, dolayısıyla yumurta üretiminin sekteye uğramasına neden olur. Doğru aralıklarla yumurta üretimi gerçekleştiremeyen bir anne adayı ise maalesef gebe kalmakta büyük sıkıntılar yaşayacaktır.
Erkeklerde ise neredeyse her şey sperm üretimini etkiliyor ve bu yüzden beslenme de bu sürecin bir parçası. Sağlıklı, iyi beslenen, formunda bir erkek ile sağlıksız, spor yapmayan, kötü beslenen ve formsuz bir erkeğin sperm adedi, sperm kalitesi ve sperm hızı arasında büyük farklar bulunabiliyor.
Bu nedenle sorunsuz bir şekilde bebek sahibi olmak isteyen ve kısırlıktan korkan anne baba adayları, doğru beslenme düzeni oluşturduklarından emin olmalı, en azından bebek sahibi olana kadar bu sağlıklı düzeni korumalılar. İlerleyen yaşla birlikte devam eden beslenme bozuklukları ise doğal olarak azalan gebelik şansının daha da düşmesine neden olabiliyorlar.
Hava Kirliliği ve Kısırlık
Hava kirliliği ise bilhassa erkeklerde olmak üzere her iki cinsiyette de üreme sistemlerinin sağlığının bozulmasına neden oluyor. Vücuda alınan toksik maddeler, üreme hücrelerinin sağlıklarını kaybetmelerine neden oluyorlar ve buna bir de artık günlük hayatımızın büyük bir parçası olan elektromanyetik kirliliği eklediğimizde, maalesef istenmeyen sonuçlarla karşı karşıya gelebiliyoruz.
Hava kirliliğine ek olarak su kirliliği, hormonlu ve ilaçlı besinler, sigara ve alkol kullanımı gibi etkenlerin hepsi bir araya geldiğinde, maalesef gebe kalma ihtimali ciddi oranda düşmekte, aileler bunun için alternatif tedavilere yönlenmektedirler.
Temiz ve yeteri kadar oksijen barındıran bir ortamda yaşayan kişiler ile sanayi bölgelerine yakın yerlerde yaşayan insanlar arasındaki genel sağlık farklarını bile dikkate aldığımızda, her iki kesim arasında zaman zaman bir uçurumun görüldüğünü de unutmamak gerekiyor.
Dolayısıyla bebek sahibi olmak isteyen anne baba adayları, beslenmelerine dikkat ettikleri kadar yaşadıkları bölgenin hava ve diğer çevre kirliliği etkenlerine de göz atmalı, mümkünse sürekli olarak yoğun kir altındaki bölgelerde yaşamaktan kaçınmalılar.
Modern Hayat ve Kısırlık
Modern hayat artık genellikle masabaşı işler yapmamız gerektiriyor ve her yanımızda çok çeşitli elektromanyetik dalgalar yayan cihazlar bulunuyor. Cep telefonları, baz istasyonları, kablosuz internet bağlantıları gibi diğer elektronik etkenlere bir de hareketsizlik eklendiğinde, maalesef çocuk sahibi olmak tam performansıyla çalışmayan üreme organları nedeniyle bir hayli zor hale gelebiliyor.
Pek çok uzman, anne baba adaylarının sağlıklarına dikkat etmelerinin gebelik olasılığını ciddi oranda arttırabildiğini göstermekte ve bu yüzden beslenme ve hava kirliliği dışında, genel sağlığa sekte vurabilen tüm etkenleri ortadan kaldırmak gerekiyor.
Stres ve Kısırlık
Stres içerisinde olan kadınların yaşadıkları adet döngüsü bozuklukları, bunun yanında erkeklerin stres altındayken yaşadıkları ereksiyon problemleri, maalesef kısırlık sebebi olabiliyor. Dolayısıyla yaşantısı içerisinde çok yüksek oranda strese maruz kalanların, bir de diğer kirlilik ve beslenme sorunları ile başbaşa kaldıklarında, gebelik elde etme ihtimalleri bir hayli düşüyor. Uzmanlar, sağlıklı bir cinsel hayat ve gebelik şansı için erkek ve kadınların stresten uzak ve psikolojik sorunlardan arındırılmış bir hayat yaşamaları gerektiğini belirtiyorlar.