Embriyo gelişiminin yavaşlaması, anne karnındaki bebeğin normal hızda gelişmemesi anlamına gelmektedir. Bu sorun genelde fetal gelişim kısıtlılığı olarak bilinmektedir.
Yavaş gelişen embriyolar, normalde olmaları gerekenden çok daha küçüktür. Bu durumda bebek normalde olması gereken ağırlığa sahip değildir. Normalden yavaş gelişen bebeklerin çoğu ileride sağlıklı çocuklar olacağı için bu konuda hemen endişelenmemeli ve doktorunuzun söyleyeceklerini dinlemelisiniz.
Fetal gelişim kısıtlılığını, embriyonun normal gelişim sürecinin nasıl olduğunu ve tüp bebek embriyonun yavaş gelişmesine dair merak ettiklerinizi bu yazıda okuyabilirsiniz.
Fetal Gelişim Kısıtlılığı
Gelişim kısıtlılığı, bebekte bulunan kromozom sorunları nedeniyle hamileliğin erken dönemlerinde meydana gelebilmektedir. Aynı zamanda annenin sahip olduğu hastalıklar ya da plasentayla ilgili yaşanan ciddi sorunlar da gelişim kısıtlılığına yol açabilmektedir. Gelişim kısıtlılığının, hamileliğin 32. haftasından sonra başlaması halindeyse bu sorun başka faktörlerle ilişkili olarak meydana gelebilmektedir.
Fetal gelişim kısıtlılığında risk faktörleri şu şekildedir:
- Daha önce preeklampsi geçirmiş ya da ölü doğum yapmış olmak
- Hamilelik sırasında ağır kanama gibi komplikasyonlar yaşamış olmak
- Yüksek tansiyon, böbrek sorunları, diyabet ve kalp hastalıkları gibi sorunlar yaşamış olmak
- Sigara, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı gibi kötü alışkanlıklara sahip olmak
- 35 yaşın üzerinde olmak
Fetal Gelişim Kısıtlılığı Riski Nasıl Azaltılabilir?
Fetal gelişim kısıtlılığı riskini ortadan kaldırmak tamamen mümkün olmamakla birlikte bazı sağlıklı alışkanlıklarla riski azaltmak mümkün olmaktadır:
- Sigarayı bırakmak
- D vitamini kullanmak
- Sağlıklı ve dengeli beslenmek
- Alkol içmemek
- Uyuşturucu madde kullanmamak
Aşırı kiloluysanız, yüksek tansiyon sorunu yaşayabileceğiniz için bebekte komplikasyonlar meydana gelebilir. Bu nedenle hamilelik öncesinde ve hamilelik sırasında sağlıklı kiloda olmak önemlidir.
Hamilelikte çok fazla kafein tüketmek de düşük doğum ağırlığına yol açabileceği için günde 200 mg’dan fazla kafein tüketmemeye dikkat etmelisiniz.
Embriyo Nasıl Gelişir?
Embriyo gelişimi, kadının hamile kalmasından hemen sonra başlamaktadır. Hamilelik haftalarına göre embriyonun fetüs olmaya kadar gösterdiği gelişim şu şekilde olmaktadır:
Hamileliğin ilk 2 haftası
Hamilelik genelde son adet görülen tarihten iki hafta sonra gerçekleşmektedir. Tahmini doğum tarihinin belirlenmesi, son adet görülen tarihin üzerine 40 hafta eklenerek belirlenmektedir. Bu nedenle hamileliğin ilk iki haftasında henüz anne gerçekte hamile olmadığı için embriyo gelişiminden bahsedilememektedir.
Hamileliğin 3. haftası
Hamileliğin üçüncü haftasında sperm ve yumurta bir araya gelerek tek hücreli zigotu meydana getirmektedir. Birden fazla yumurta salınması halinde ya da döllenen yumurtanın ikiye bölünmesi halinde birden fazla sayıda zigot oluşmaktadır.
Bir zigotta 23’ü anneden ve 23’ü babadan olmak üzere toplamda 46 kromozom bulunmaktadır. Kromozomlar, bebeğin cinsiyetini ve fiziksel özelliklerini belirleme üzerinde etkilidir.
Döllenme gerçekleştikten sonra meydana gelen zigot, önce fallop tüplerine ve oradan da rahme ilerlemektedir. Bu esnada zigot bölünmeye başlamakta ve morula adı verilen bir forma dönüşmektedir.
Hamileliğin 4. haftası
Zigot, blastosist haline geldikten sonra rahim içi tabakaya tutunmaktadır. Bu aşamaya, yerleşme adı verilmektedir. Blastosist içerisinde yer alan hücreler zaman içinde embriyoyu meydana getirecektir. Blastosistin dış tabakası ise plansentayı oluşturacak ve hamilelik boyunca bebeğin gelişimini destekleyecektir.
Hamileliğin 5. haftası
Hamileliğin 5. haftasında blastosist nedeniyle hCG seviyeleri hızla yükselmeye başlamaktadır. HCG’nin yükselmesi, yumurtalıklara yumurtlamayı durdurması ve daha fazla östrojen ve progesteron üretmesi için sinyal göndermektedir.
Embriyo, üç tabakadan oluşmakta ve en üst tabaka ileride bebeğin cildini, merkezi ve çevresel sinir sistemlerini, gözlerini ve iç kulaklarını oluşturacaktır. Bebeğin kalbi ve dolaşım sistemi ise orta tabaka olan mezodermde oluşacaktır. Bu tabaka aynı zamanda bebeğin kemikleri, bağları, böbrekleri ve üreme sistemi için bir temel olacaktır. En içteki tabakada ise bebeğin akciğerleri ve bağırsakları gelişecektir.
Hamileliğin 6. haftası
- haftayla birlikte embriyonun gelişimi hızlanmakta ve bebeğin kalbi ve diğer organları oluşmaya başlamaktadır. Aynı zamanda bebeğin gözleri ve kulakları da gelişmekte ve vücut şekli giderek C harfini andırmaktadır.
Hamileliğin 7. haftası
Hamileliğin 7. haftasıyla birlikte bebeğin beyni ve yüzü büyümektedir. Ayrıca kolları ve bacakları da yavaş yavaş şekillenmeye başlamaktadır.
Hamileliğin 8. haftası
- haftada bebeğin üst dudağı ve burnu oluşur ve gövdesi ve boynu düzleşmeye başlamaktadır. Bu haftada bebeğin baş-pop mesafesi yaklaşık olarak 11-14 mm olmaktadır.
Hamileliğin 9. haftası
- haftayla birlikte bebeğin ayak parmakları ve göz kapakları gözle görülür hale gelmektedir. Baş-popo mesafesi ise yaklaşık olarak 16-18 mm olmaktadır.
Hamileliğin 10. haftası
- haftayla birlikte bebeğin başı daha yuvarlak hale gelmekte ve bebek artık dirseklerini bükebilmektedir. Göbek kordonu ise artık açıkça görülebilir haldedir.
Hamileliğin 11. haftası
Hamileliğin 11. haftasıyla birlikte bebek embriyo olmaktan çıkarak resmi olarak fetüs olarak tanımlanmaktadır. Bebeğin dış cinsel organları bu dönemde oluşmaya başlamaktadır. Bebeğin baş-popo mesafesi yaklaşık olarak 50 mm olmaktadır.
Tüp Bebekte Embriyonun Yavaş Gelişmesi
Hamilelik sırasında embriyo anne karnında yavaş gelişebileceği gibi bazen tüp bebek tedavisi gibi yardımcı üreme teknolojileriyle laboratuvar ortamında tutulan embriyolarda da yavaş gelişim görülebilmektedir.
Tüp bebek tedavisinde kadının rahminden toplanan yumurtalar ile erkekten alınan spermler laboratuvar ortamında bir araya getirilerek embriyonun oluşması için uygun bir ortam sağlanmaktadır. Laboratuvar ortamındaki yumurtaların çoğu döllenerek embriyoyu oluşturmaktadır.
Bununla birlikte tüm embriyolar olması gereken hızda gelişmemekte ve bu nedenle transfere uygun hale gelmemektedir. Yavaş gelişen embriyolar genelde anormal gelişim gösterecek olan ya da kötü kaliteye sahip olan embriyolar olmaktadır.
Embriyo gelişiminin yavaşlamasının ya da durmasının nedenleri arasında şunlar bulunabilmektedir:
Kromozom sorunları
Gelişimi duran embriyolardaki sorun genelde kromozomlardan kaynaklı olmaktadır. 23’ü anneden ve 23’ü babadan gelen kromozomların bazıları düzgün şekilde bir araya gelemediğinde ortaya bazı sorunlar çıkabilmekte ve embriyonun gelişimi yavaşlayabilmekte ya da durabilmektedir.
Hücre bölünmesinde hatalar
Embriyodaki hücreler bölünerek çoğalmakta ve genelde eşit sayıda kromozomlara sahip olmaktadır. Ancak bazı durumlarda embriyo yanlış bir şekilde bölünebilmekte ve bu nedenle embriyonun gelişimi durabilmektedir.
Embriyonun kötü gelişmesi
Embriyonun gelişimi bazen yumurtanın kalitesinden etkilenebilmekte ve durabilmektedir. Gelişim erken evrelerinde bazen hasarlı ya da istenmeyen hücreler ortadan kaldırılabilirken bazense embriyonun gelişmesi durabilmektedir.
Mitokondriyal fonksiyon
Mitokondriler, hücrelerin içerisinde bulunan enerji santralleridir. Yalnızca kadının yumurtasından gelen mitokondriler yumurta ve embriyonun düzgün bir şekilde işlemesi için gereken enerjiyi sağlayabilmektedir. Embriyonun erken gelişim aşamalarında mitokondrilerde yapısal ve konumsal değişikliklerin meydana gelmesiyle embriyo hayatta kalabilir. Bu sürecin düzgün işlememesi durumunda embriyo yeterli enerji kaynağına sahip olmayacak ve gelişim süreci duracaktır.