Hamilelik dönemi; bir kadının yaşayabileceği en muhteşem, en mucizevi süreçlerden birisidir. Hamile olmak; 9 aylık dönemin sonunda kendine ait bir bebek sahibi olacak olmak anlamına geldiğinden çok önemli ve özeldir. Bu sebeple de tüm bu 9 aylık süreç içinde anne adayları yaşamlarındaki tüm faktörleri daha sağlıklı bir gebelik geçirmek için ayarlar, düzenler. Beslenme, yaşam, ruhsal seyir gibi hemen her şey gebeliğin seyri ve bebeğin gelişimi için çok önemlidir.
Hal böyle olunca da anne adayları bu süreçte çok özenli davranır. Bu dönemin sonunda ise doğan bebeğin ilk 6 ay sadece anne sütü ile sonraki süreçte de bebek 2 yaşına gelinceye kadar ek gıda ile birlikte anne sütü ile beslenmesi çok önemlidir. Tıpkı gebelik süreci gibi emzirme süreci de çok önemli ve değerlidir. Çünkü emzirmek ve anne sütü kadının vücudunda ve de bebeğin sağlığında mucizevi etkiler yaratmaktadır. Hatta emzirmenin biraz da olsa kadını bir sonraki gebelikten koruduğu düşünülmektedir.
Emzirmek hamilelikten korur mu?
Daha gebeliğin son döneminde başlayan süt üretimi doğumdan sonra aktif olarak devam ederek emzirme süreci yaşanır. Emzirme döneminde, beyinde var olan prolaktin hormonu aktif bir şekilde süt salgılar. Bunu yaparken aynı zamanda yumurtlama işlevini de baskılamayı ihmal etmez. Bu baskılamanın amacı, annenin hamile kalmasını engelleyerek, bebeğin annenin kaynaklarından daha fazla yararlanmasını ve büyümesini sağlamaktır.
Bu sebeple de emzirmek, anne adaylarını hamilelikten korumaktadır. Emzirmenin hamilelikten koruyuculuk etkisi de, annenin su da dahil olmak üzere, bebeğe başka hiçbir ek gıda vermemesi halinde, ilk 4 aylık süre içerisinde doğum kontrol hapı kadar yüksektir. Yani doğumdan sonraki 4 aylık süre içinde eğer anneler bebeklerine sadece anne sütü verirse gebe kalma riski, doğum kontrol hapı kullandığı durumda olduğu kadar yüksektir. Bu şekilde hamilelikten koruyucu emzirmenin de bir diğer adı “ekolojik emzirme”dir.
Bazı anneler, doğumdan başlayarak emzirme döneminde bebeğe az miktarda da olsa su veya başka bir besin maddesi vermekteler. Bu tür bir durumda prolaktin hormonunun seviyesi azalır ve yumurtlama devreye girebilir. Hal böyle olunca da anne düzenli olarak emziriyor olsa da süt hormonun yumurtlamayı baskılayıcı etkisi olmadığından, kadının üremeye yetisi ve dolayısıyla da gebe kalınabilir.
Anneler, bebeklerine su bile vermeden emzirmeye devam etseler de 4. aydan itibaren, bir doğum kontrol yöntemi kullanarak gebelikten korunmalılar. Çünkü bebeğe su vermese bile süt hormonunun yumurtlamayı baskılayıcı etkisi 4. aydan sonra yavaş yavaş düşer. Doğal olarak da 4. aydan sonra mutlaka doktorun önerdiği gebelikten koruyucu bir yöntem uygulanmalıdır.
4 – 6 aylık bebekler takviye gıdalarla beslenme başlar. Bebeğin ek gıdalara başlaması ile emme, anne sütü alma miktarı azalacağından dolayı, prolaktinin salgısı da azalır ve beyin tarafından yumurtlama hormonları derhal kısa sürede girebilir. Bu sebepten dolayı da kadının hamile kalma olasılığı artar. Çünkü yumurtlama işlevi devreye girmiştir. Bu sebeple anne adaylarının emzirmenin 4. ayından itibaren muhakkak bir korunma yöntemi ile korunmaya devam etmeliler.
Emzirme ile hamilelikten korunma arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmacılar, bunun olması için, birtakım koşulların yerine getirilmesi gerektiğini ifade etmekteler. Bugünün şartlarına göre kabul edilen durumda, emzirmenin hamileliği engelleyici bir doğum kontrol yöntemi şeklinde davranabilmesi için, 3 şartın muhakkak yerine getirilmesi gerekmektedir.
Emzirmenin hamilelikten koruması için gereken şartlar:
- Annenin adet kanamaları başlamamış olmalı (lohusalık dönemindeki kanamalar adet kanaması olarak kabul edilmez),
- Bebek tamamen anne sütü ile beslenmeli,
- Bebek 6 aylıktan daha küçük olmalı
Bu 3 şartın tamamının yerine getirilmesi durumunda, emzirmenin hamilelikten koruyuculuğu neredeyse modern tıbbi korunma yöntemleri kadar yüksektir. Ancak açıkça görüldüğü üzere bebek 4 ayı geçtikten sonra, bu koruyuculuk etkisi git gide azalırken, 6 ayı geçtikten sonra ise anne sütünün hamilelikten koruyuculuğu kalmamış olur.
Ekolojik emzirme (hamilelikten koruyucu emzirme) yöntemlerinin kriterleri nelerdir?
“Ekolojik emzirme” yöntemi olarak ifade edilen hamilelikten koruyucu emzirmenin uzmanlar tarafından belirlenen kriterleri ise şunlardır;
- Doğumun gerçekleşmesinin ardından ilk 56 gün hariç, vaginal kanama görülmemelidir.
- Emzirme ilk 6 ay boyunca bebeğin tek beslenme kaynağı olmalıdır.
- Anne sütü pompa kullanılarak sağılmamalı, bebek sütü emerek almalıdır.
- Bebeğe su bile verilmemelidir.
- Bebeğe emzik verilmemelidir.
- Bebeğin strese girdiği durumlarda onu sakinleştirmek amacı ile emzirme tercih edilmelidir.
- Emzirme mümkün olduğu sürece, sık ve uzun bir şekilde yapılmalı, programlı aralıklar ile emzirme yöntemi uygulanmamalı, bebek her istediği zaman, anne meme verilmelidir.
- Bebek geceleri annesi ile beraber uyumalıdır. Ancak yapılan araştırmalarda “ani bebek ölümü sendromunun” aynı yatakta uyuma ile artış gösterdiği ifade edildiği için, ya ihtiyaç olan tedbirler alınmalı veya yatağın yanında ayrı bir bebek yatağında yatırılmalıdır.
- Annenin gündüz de bebek ile beraber aralıklar halinde uyuması sağlanmalıdır. Anne ile bebeğin dokunsal beraberliğinin prolaktin hormon salgısını arttırdığı görülmüştür.
- Bebek bakımı ile anne öncelikli olarak ilgilenmelidir. Bir bakıcının uzun bir müddet boyunca bebek ile ilgilenmesi, annenin bebekten uzaklaşmasına sebep olabilmektedir.
Emzirirken hamile kalmak mümkün mü?
Anne ile yeni doğan bebeği arasındaki en güçlü bağlar, emzirme sayesinde mümkün olmaktadır. Emzirmenin anne sağlığına, anne sütü içmenin de, bebek sağlığına olan faydaları tartışmasız bir durumdur. Son zamanlarda üretilen mamalar, anne sütüne yakın besleyici fonksiyonlara sahip olsa dahi, emzirme özellikle doğumun tamamlanmasını ardından ilk 6 ay için çok önemlidir. Bu eylem, ideal koşullarda gerçekleştirildiği zaman, hamilelikten korunma konusunda da fazlası ile etkili bir doğum kontrol yöntemidir. Ancak bunun için yukarıda sıralanan koşulların tamamının yerine getirilmiş olması gerekiyor.
Sütün, yani emzirmenin anneyi hamilelikten koruduğu toplum içerisinde yaygı bir inanış olmakla birlikte, yukarıda da ifade edildiği gibi, birtakım kriterler yerine getirilmediği müddetçe, bu koruyuculuk çok alt düzeylere inmekte ve ne yazık ki anne, yeniden hamile kalabilmektedir. Netice itibari ile emziren ve hamile olan bir kadın, bu defa her iki bebeği ile ilgili birtakım endişeler duymaya başlar.
Çünkü bebek bakmak zaten başlı başına zorken ve yorucu iken, yeniden hamile olmak çok daha zor ve yıpratıcı olacaktır. Emzirme döneminde gebelik olması durumunda hem gebelik süreci istendiği ölçüde kolay ve mutlu geçmeyecek hem de doğum olduktan sonra ikisi de küçük olan bebeklere bakmak zor olacaktır.
Emzirirken hamile kalmak, düşünüldüğü gibi az rastlanan bir durum değildir. Bu durum hamileliklerin çok önemli bir kısmı plansız hamilelikler olduğu için, genelde sonlandırılır. Annelerin bu yeni hamileliği sonlandırmak istemelerinin altında yatan temel neden ise, çok küçük ve kendilerinin bakımına muhtaç olan ve emzirmeyi istedikleri bir bebeklerinin var olmasıdır.
Tüm bunlardan yola çıkarak; bebeğin sadece anne sütüyle beslenmesi, çok sık emzirmek demek, süt üreten hormonların aktif olarak çalışıp yumurtlamayı baskılaması, adet görmemek ve gebe kalmamak demektir. Emzirmenin azalması, bebeğin su bile olsa ek gıda alması, süt üreten hormonların azalması, yumurtlamanın yeniden aktif hale gelmesi, adet görmek ve hamile kalma riski demektir.
Selam.Benim 1 yaş 3 aylık bir bebeğim var ve şimdi yeniden hamile olduğumu öğrendim 2 hafta önce bebeğim kızamıkçık geçirdi ben küçükken geçirmişim ama yinede ihtimal varmıdır ibu hamileliğime her hangi bi zararı olabilirmi
Merhaba benim 20 aylık kızım var ve hamile kalmak istiyordum kizim göğüsümü emince çok ağrıyor goguslerimin ucunda renk değişimi oldu acaba hamilemiyim