Sağlıklı bir bebek sahibi olabilmenin hayalini kuran anne, baba adayları gebelik sürecinin mümkün olan en kusursuz şekilde geçmesini ister. Gebelik dönemi, kendi içinde pek çok faktörü barındıran, çok sayıda etkenin aynı andan olumlu seyretmesini gerektiren zorlu ve de heyecan verici bir süreçtir.
Bu bakımdan özellikle anne adayı, gebeliği takip eden doktoruyla birlikte bu dönemin mümkün olan en sağlıklı, en doğru şekilde geçebilmesi için çaba sarf etmek durumundadır. Aslında gebelik dönemini gayet sağlıklı ve sorunsuz geçirmek, öncelikle anne adayının elinde olan bir durumdur. Öncelikle kadınlar şunu anlamalılar ki, gebelik bir hastalık değildir ve kadınlar hamile kaldıklarında kendilerini hasta gibi hissetmemeliler ve çevresindekiler de ona hasta muamelesi yapmamalılar. Gebelik, aslında doğal yaşam rutininin önemli bir parçasıdır, bu hayatta kalma mücadelesinin bir bölümüdür.
Ancak bununla birlikte gebelik döneminde anne adayları normal yaşamın dışına çıkarak birçok rutin alışkanlığından vazgeçerek belli kurallar çerçevesinde yaşamak durumunda kalabilir. Sonuçta artık rahminde bir bebek var ve bu bebek ruhen, bedenen, zihinsel açıdan gelişim ve yaşama devam etmek için anneye muhtaçtır. Bu açıdan bakıldığında sağlıklı bir gebelikte annenin görüşleri her ne kadar önemli olsa da, mutlaka doktorun önerilerine harfiyen uyulmalıdır.
Annenin, teyzenin, komşunun ya da arkadaşların söylediği her şeye kulakları yıkayıp, kulaktan dolma ve eksik bilgileri duymazdan gelip tamamen doktorun önerilerine konsantre olmak gerekiyor. Aksi halde pişmanlık yaratacak, asla istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir. Madem öyle bakalım doktorlar ne diyor, gebelikte sağlıklı bir bebek gelişimi için neler yapılmalı, neler asla yapılmamalı acaba?
- Gebelik öncesinde doktor kontrolleri yapılmalı!
Genellikle gebe kaldığını öğrenince kadın doktora gider. Oysaki sağlıklı bir gebelik, gebelik öncesi hazırlık ile başlar. Gebelik isteyen bir kadının gebelikten önce bir jinekolog tarafından ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesi gebeliğe ilk adım olarak önemlidir. Eğer bu yapılmadıysa da gebelik testi pozitif sonuç verince hiç vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.
- Gebelik öncesi yapılması gereken testler var!
Mümkünse gebelik planlandığı dönemde, mümkün olmadıysa da ilk gebelik muayenesinde mutlaka hepatit, toksoplazma, rubella antikorlarına bakılmalı ve tiroid fonksiyonları değerlendirilmelidir.
- Anemi riski araştırılmalıdır!
Annenin anemik olması, bebeğin düşük kiloda ve erken doğmasına sebep olur. Akdeniz anemisi de ülkemizde yaygın olarak görülen sorunlardan olduğu için, annenin taşıyıcı olması durumunda babanın durumunun da mutlaka test edilmesi gerekir. Eğer yapılan testlerde hem anne hem de babanın Akdeniz anemisi taşıyıcısı olduğu tespit edildiyse bebeğin yaşamını tehdit eden, yaşam boyu takip edilmesi gereken ciddi bir anemi problemi olan bir bebek doğurma riski yüksektir. Bu bakımdan evlenmeden önce eşlerin tam kan sayımı yaptırarak, anemik olup olmadığının anlaşılması; eğer varsa Akdeniz anemisi ayırıcı tanısı için test yaptırması çok önemlidir.
- 18 yaş altı ve 35 yaş üstü gebelikler risklidir!
Gebeliklerin en sağlıklı olanlarının 20- 30 yaşlar arasında olduğu bilinmektedir. 18 yaşın altında ve 35 yaş üstünde olan anneler riskli gebelik grubunda yer alır. Erken yaştaki gebeliklerde vücut hormonsal yönden tam olarak olgunlaşmadığı, kemik yapısı gelişimini tamamlayamadığı ve de doğum kanalı dar olacağı için doğumda güçlükler ortaya çıkabilir. Bu bağlamda 18 yaş altı gebeliklerde “gebelik toksikozu” adı verilen tansiyon yükselmesi olabilir ve vücutta şişlikler daha sık görülür. 35 yaşını geçmiş kadınlar gebe kaldıklarında ise kadınların yumurtlama fonksiyonları ile hücrelerin genetik şifreleri bozulabilir, kromozom anomalileri ve sakat doğum riskleri de artar.
- Folik asit takviyesi alınmalı!
Gebelikteki en önemli takviyenin folik asit olduğu bilinir. Folik asit desteğine gebelik gerçekleşmeden 3 ay öncesinde başlanması önerilir. Uzmanlara göre hamile kalmayı düşünen kadınlar 3 ay öncesinden folik asit desteği almaya başlamalılar. Zira folik asit eksikliği, bebeğin omurgasının açık kalmasına ve başka ciddi sakatlıklara neden olabilir.
- Miyom ve kistlere bakılmalı!
Gebelik öncesinde rahimde miyom varsa, bunun hamilelik döneminde büyüme riski çok yüksektir ve gebelikte buna bağlı olarak ağrılar oluşabilir. Rahimde miyom veya kist dolayısıyla erken doğum riski artmakta, bebeği kaybetme riski yaşanmaktadır. Aynı bağlamda yumurtalık kistleri ise gebelik sırasında dönerek burkulma veya çatlama gibi acil operasyon gerektiren sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan miyom ve kistlerin gebelikten önce tespit edilip değerlendirilmesi ve riskli ise çıkarılması gerekir.
- Zararlı alışkanlıklardan uzak durulmalı!
Gebelik kesinlikle çok önemsenmesi gereken bir süreçtir ve bu süreçte de mümkün olan en sağlıklı besinlerin tüketilmesi, sağlıksız olduğu bilinenlerden ise uzak durulmalı esastır. Bu bağlamda gebelikte sigara ve alkol kullanılması kesinlikle kabul edilemez. Gebelik öncesinde sigara kullanan kadınlar gebeliği öğrenir öğrenmez sigarayı bırakmalıdır. Sigara gebeliklerde, düşük ve erken doğum riskini artırdığı gibi, gebelik boyunca kanamalara da neden olabiliyor. Aynı şekilde alkolün de annenin rahmindeki bebeğin sağlığı ve gelişimi için çok zararlı olduğunun altını çizmekte fayda var. Hatta gebelikte çok masum gibi tanıdığımız çay ve kahvenin de günde 2 fincanla sınırlı olması önerilir.
- Sağlıklı beslenmek önemli!
Gebelik sürecinde anne adayları hem kendi hem de bebeğin sağlığı için yeterli ve dengeli beslenmeli, vücudun ihtiyaç duyduğu tüm besin öğelerini almalıdır. Bu bağlamda taze sebze ve meyveden zengin, bol proteinli (et, süt, yumurta, tavuk, balık) beslenme çok önemlidir. Gebelik sürecinde hazır paketli gıdalar, asitli, gazlı, şekerli hazır içecekler ve dondurulmuş ürünlerden uzak durulmalıdır. Ayrıca et ve et ürünleri iyice pişmiş bir şekilde tüketilmeli, meyve sebze çiğ olarak tüketilirken iyi yıkandığından emin olunmalı, pastörize edilmiş süt ve süt ürünleri tüketilmeli ve de aşırı cıva alınmasının önlenmesi için balık tüketimi haftada 2-3 öğünle sınırlanmalıdır.
- Düzenli ve yeterli uyku şart!
Anne rahmindeki bebeğin mümkün olan en sağlıklı şekilde gelişebilmesi için annenin çok iyi dinlenmesi gerekiyor. Hamileler her akşam belli bir saatte yatıp her gece en az 6 saat deliksiz uyumaları öneriliyor. Bu sayede anne adayı stresten ve yorgunluktan uzak kalır, gebelik daha sağlıklı bir şekilde ilerler.
- Kronik hastalık riski göz önünde bulundurulmalıdır!
Gebelik öncesinde bilinen kronik bir hastalığı olan ve ilaç kullanması gereken kadınlar gebeliğin başında doktoru bilgilendirmeliler. Örneğin yüksek tansiyonu veya şeker hastalığı olanlar, tiroit rahatsızlığı olanlar, anne ve babada kan uyuşmazlığı olanlar mutlaka gebelik öncesinde ya da en geç ilk gebelik muayenesinde doktoru bilgilendirmeliler. Bu sayede en erken dönemde olası sorunların önlenmesi mümkün olabilir.
- Gebelik kontrolleri ihmal edilmemeli!
Gebeliğin sağlıklı ve güvenli geçebilmesinin en temel anahtarı gebelik kontrollerinin doktorun önerdiği sıklıkla yapılmasıdır. Gebeliği takip eden doktorun önerileri doğrultusunda hareket eden anne adayları bu süreci ok daha sağlıklı ve sorunsuz atlatabilmekteler.
- Çalışma şartları düzenlenmeli!
Hamilelikte anne adayları iş ve sosyal yaşamlarından uzak kalmamalılar. Bu psikolojik açıdan çok önemlidir. Ancak aynı şekilde gebeliği riske sokacak olumsuzluklardan kaçınmak için de çalışma şartlarının gebeliğe göre biraz düzenlenmesi gerekiyor. Örneğin anne rahmindeki bebeğe zarar verecek gazlara maruz kalmak ve alerji yapacak kimyasal maddelere temas etmek, aşırı yorucu işler yapmak, enfeksiyon riski olan mekanlarda bulunmak, yüksek gerilim ve radyoaktiviteye maruz kalmak gebeliği olumsuz etkileyeceği için kesinlikle hamilelikte uzak durulmalıdır.