Kadınların yaklaşık yüzde 1’inin tekrarlayan gebelik kayıpları yani düşük yaşadığı düşünülmektedir. Tekrarlayan düşükler, üst üste 3 kez ya da daha fazla düşük yaşanan durumu ifade eder.
Gebelik kaybı yaşamak oldukça yıkıcı olabilmekle birlikte bunu üst üste deneyimlemek, çok daha travmatik bir deneyim olabilmektedir. 3 kez üst üste düşük yaşadıysanız, bunun neden gerçekleştiğini belirlemek üzere bir uzmana danışmanız gerekir. Tekrarlayan düşüklerin nedenini anlamak için bazı testler ve değerlendirmeler yapılması gerekebilir.
Aşağıdaki videoda bu konu hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz.
Tekrarlayan düşükler neden olur?
Tekrarlayan düşüklerin gerçekleşmesine neden olan pek çok sebep bulunmaktadır. Ancak bu nedenleri tespit edebilmek ne yazık ki her zaman mümkün olmamaktadır. Bununla birlikte geçmişte tekrarlayan gebelik kayıpları yaşayan pek çok çiftin, ileride bebek sahibi olabildiklerini unutmayın.
Kan pıhtılaşması bozukluğu: Sistemik lupus eritematozus ve antifosfolipid antikor sendromu gibi kan pıhtılaşması bozuklukları, kanın yapışkan hale gelmesine ve gebelik kaybına neden olabilmektedir. Bunlar, plasentaya giden kan akışını etkileyen ve plasentanın düzgün bir şekilde çalışabilmesini engelleyen pıhtılaşmalara neden olan ve nadir olarak görülen bağışıklık sistemi bozukluklarıdır. Bu bozukluklar, bebeğin gerekli oksijeni ve besinleri almasını engelleyebilmekte ve düşüğe neden olabilmektedir. Tekrarlayan düşükler yaşayan kadınların, gebe kalmadan önce antifosfolipid antikorlar bakımından test edilmeleri gerekir. Bu bozukluğun tedavisinde kanın inceleşmesini sağlamak için aspirin ve heparin tedavisi uygulanabilir.
Tiroit sorunları: Tiroit sorunlarının, gebelik kaybı ve diğer gebelik komplikasyonları riskini arttırmakla ilişkili olduğu bilinmektedir. Bu sorunları tespit etmek kan testi ile kolayca mümkün olabilmekte ve bu sayede hemen tedaviye başlanabilmektedir. Gebe kalmadan önce tiroit fonksiyonlarınızın sağlıklı olduğundan emin olmanız gerekir.
Tiroit antikorları: Tiroit antikorları, kan akışında bulunan ve tiroide saldırarak düzgün bir şekilde çalışmasının önüne geçebilen küçük moleküllerdir. Vücudunuzda yüksek miktarda tiroit antikorları bulunması halinde düşük yaşama riski artabilmektedir. Bu nedenle antikorlara sahip olan kadınların, özellikle de gebe kalmadan önce tiroit fonksiyonlarını kontrol ettirmeleri önemlidir.
Rahim sorunları: Şekil bakımından anormal olan rahim, düşük ve erken doğum riskini arttırabilmektedir. Bu durum genelde ultrason sırasında tespit edilebilmektedir. Rahmin anormal bir yapıya sahip olması durumunda bazen ameliyat yapılması önerilebilmektedir.
Genetik nedenler: Vakaların küçük bir kısmında, eşlerden birinde ya da ikisinde bulunan kromozom anormalliklerinin, tekrarlayan düşüklere neden olduğu bilinmektedir. Gebelik kaybı geçmişinize bağlı olarak sizin ve eşinizin, kromozom anormallikleri bakımından test yaptırması gerekebilir. Test sonucu sorun olduğu tespit edilirse daha ileri testlerin gerçekleştirilmesi için bir genetik uzmanına yönlendirebilirsiniz.
Rahim ağzı yetmezliği: Daha önce gebeliğinizin ilerleyen dönemlerinde kayıplar yaşadıysanız rahim ağzı yetmezliği açısından değerlendirilmeniz gerekir. Bunun için gebeliğin 14. haftasından itibaren rahim ağzının genişliği kontrol edilmelidir. Değerlendirmeler sonrası elde edilen sonuçlara göre gebelik öncesi ya da gebelik sırasında servikal serklaj (rahim ağzı dikişi) yapılması gerebilir.
Doğal öldürücü hücreler: Bazı uzmanlar, rahimdeki doğal öldürücü hücrelerin hem kısırlık hem de düşüklerde rol oynuyor olabileceğini düşünmektedir. Doğal öldürücü hücrelerin ölçülmesi için yapılan bazı testler bulunmaktadır. Bu durumda şüphelenilmesi halinde test yaptırmanız faydalı olacaktır.
Tekrarlayan düşükler açısından diğer risk faktörleri şunlar olabilmektedir:
Yaş: Düşük riski en yüksek olarak kadının 35 ve erkeğin 40 yaşından büyük olduğu çiftlerde görülmektedir.
Daha önce yaşanan düşük sayısı: Tekrarlayan her düşük sonrası gebelik kaybı riski artmaktadır.
Tekrarlayan Düşükler için Yapılan Testler
Tekrarlayan gebelik kayıpları yaşadıysanız genelde kan testleri yapılması gerekebilir. Kan testleri ile olası komplikasyonlar kontrol edilebilir. Kan testleriyle tespit edilebilen komplikasyonlar arasında kan pıhtılaşması bozuklukları, polikistik over sendromu ve plasentaya giden kan akışını etkileyen ya da plasentanın rahime anormal bir şekilde tutunmasına neden olan bazı antikorların yüksek seviyelerde olması yer almaktadır.
Kan testleri yapılmasının yanı sıra rahmin de incelenmesi gerekebilir. Rahmin şeklinin anormal olması, düşüğe ve erken doğuma neden olabilmektedir. Rahimde anormallik tespit edilmesi durumunda ameliyat yapılması önerilebilir.
Tekrarlayan Düşüklerde Tedavi
Tekrarlayan düşüklere neden olan sorun belirlenerek tedavi planı oluşturulması mümkündür. Ancak gebelik kayıpları özellikle farklı nedenlerden kaynaklanıyorsa sorunlardan birinin tedavi edilmesi sonucu kesin olarak iyileşme sağlanamayabilir. Bu durumda diğer soruna yönelik olarak tekrar tedavi görmeniz gerekebilir.
Tekrarlayan Düşükler ve Progesteron
Bazı araştırmalar, şu anki gebeliğinizde kanamanız varsa ve geçmişte gebelik kaybı yaşadıysanız progesteron kullanımının faydalı olabileceğini göstermektedir. Progesteron, rahim içi tabakayı kalınlaştıran ve bebeğin tutunabilmesini kolaylaştıran bir hormondur. Progesteron, tablet olarak alınabileceği gibi vajinal yolla da kullanılabilir.
Ancak progesteron takviyelerinin gebelik kaybını önleme konusunda kesin olarak işe yaradığını söylemek mümkün olmadığı gibi zararlı olduğunu gösteren bir kanıt da bulunmamaktadır. Doktorunuz, progesteron kullanmanızı tavsiye ederse aklınıza takılan soruları doktorunuza danışmalı ve buna göre progesteron kullanıp kullanmayacağınıza karar vermelisiniz.
Sonuç Olarak
Üst üste gebelik kayıpları yaşamak, pek çok çiftler için büyük üzüntülere olabilmektedir. Bu duygularınızı görmezden gelmek yerine onları paylaşarak sevdiğiniz insanlardan destek almanız bu süreci atlatmakta yardımcı olacaktır. Bununla birlikte durumla başa çıkamadığınız durumlarda bir uzmandan destek almanız faydalı olacaktır.