Tüp bebek tedavisi gören çiftler, tedavi sürecinde kendilerini nelerin beklediği ile ilgili çok fazla şey merak edebiliyor. Tüp bebek gebeliklerinin, doğal yolla elde edilen gebeliklere göre farklı olduğu düşünülse de aslında her iki gebelikte de doğum sürecinin birbirine benzediği söylenebilir.
Tüp Bebek ile Normal Gebelik Arasındaki Fark
Tüp bebek sürecinde yumurtalıkların uyarılması, yumurtaların olgunlaşması, yumurtaların toplanması, sperm ve yumurtaların bir araya getirilmesi, döllenme, embriyonun gelişmesi ve seçilmesi, embriyo transferi ve yardımcı ilaçlarla gebelik sağlanır. Normal ya da doğal gebelikte ise gebelik, cinsel birleşme ile meydana gelir. Her iki gebeliğin gerçekleşme şekli farklı olsa da gebelikte gerçekleşen fizyolojik süreçlerin aynı olduğunun farkında olmak gerekir.
Tüp bebek gebeliği ile doğal gebelik arasındaki en büyük fark, gebelikle ilgili sahip olunan farkındalıktır. Doğal yollarla hamile kalan kadınların çoğu birkaç ay hamile kaldıklarının farkında olmayabilir. Ancak tüp bebek gebeliklerinde embriyonun ne zaman transfer edildiği ve gebeliğin ne zaman gerçekleştiği bellidir.
Doğal gebelikte sperm, fallop tüpleri ve oradan da rahme ilerlemek üzere yumurtayla bir araya gelerek onu döller. Ardından döllenmiş yumurta rahme tutunduğunda gebelik gerçekleşir. Tüp bebek gebeliğinde ise meni örneğinden ya da doğrudan testislerden alınan spermler, yumurtayla bir araya getirilir ya da mikroenjeksiyon yoluyla yumurtaya enjekte edilir. Oluşan embriyolar üç ila beş gün içinde olgunlaşır ve kadının rahmine transfer edilir.
Tüp bebek gebeliği ve doğal gebelik arasındaki farklar genel olarak bunlardır. Her iki gebelikte sağlıklı ve dengeli beslenmek, bol su içmek ve aktif bir yaşam tarzı benimseyerek sağlıklı kiloda olmak önemlidir.
Tüp Bebek Sezaryen Olmak Zorunda mı?
Tıpkı doğal yolla elde edilen gebeliklerde olduğu gibi tüp bebek gebeliklerinde de gerekli görülmesi durumunda sezaryen yapılabilir. Bu yüzden bazı durumlarda anne normal doğum yapmak istese dahi sezaryen doğum yapmak gerekebilir.
Doktorunuz, doğum yapmanız gereken tarihin geçmesi gibi bir durumda sezaryen yapmak isteyebileceği gibi normal doğumda bir sorunla karşılaşılması durumunda da sezaryen yapmak zorunda kalabilir.
Tüp bebekte sezaryen olmanızı gerektiren durumlar şunlar olabilir:
Doğum süresinin uzaması
Doğum süresinin uzaması, sezaryene en fazla neden olan sorunlardan bir tanesidir. Daha önce doğum yapmamış kadınlarda 20 saat ve üzeri doğum süresi uzun olarak kabul edilirken daha önce doğum yapmış kadınlarda ise bu süre 14 saat ve üzeridir.
Bebeğin doğum kanalı için çok büyük olması, rahim ağzının yavaş açılması ve çoğul gebelik gibi durumlarda doğum uzayabilir. Bu durumda oluşabilecek komplikasyonları önlemek için sezaryen doğuma karar verilebilir.
Bebeğin pozisyonu
Normal doğum için doğum kanalına önce bebeğin başının girmesi gerekir. Ancak bazı durumlarda kanala önce ayaklar ya da popo girebildiği için normal doğum yapmak mümkün olmayabilir. Özellikle çoğul gebelik söz konusuysa sezaryen yapmak, doğum için en güvenli yöntem olabilir.
Fetal distres
Bebeğin yeteri kadar oksijen alamaması halinde doktorunuz sezaryen yapmaya karar verebilir.
Doğum kusurları
Bebeğin beyninde fazla sıvı olması ya da doğumsal kalp hastalıkları gibi bazı doğum kusurları mevcutsa komplikasyon riskini azaltmak için sezaryen doğuma ihtiyaç duyulabilir.
Tekrarlayan sezaryen
Daha önce sezaryen yapmış kadınların çoğu sonraki doğumlarını normal yapabilmektedir. Ancak bazı durumlarda bu mümkün olmayabileceği için daha önce sezaryen yaptırdıysanız, sonraki doğumda sezaryen gerekip gerekmediği konusunda doktorunuzla konuşmalısınız.
Kronik sağlık sorunları
Kalp rahatsızlıkları, yüksek tansiyon ya da gebelik diyabeti gibi kronik sağlık sorunları olan kadınların sezaryen yaptırması gerekebilir. Annede kronik hastalıklar olması durumunda normal doğum tehlikeli olabilir.
Kordon sarkması
Kordon, bebek doğmadan rahim ağzından sarkarsa bebeğe giden kan akışı azalabilir ve bebeğin sağlığı riske girebilir. Kordon sarkması nadir görülen bir sorun olmakla birlikte acil sezaryen doğum gerektirmektedir.
Sefalopelvik disproportion (CPD)
CPD, annenin pelvisinin bebeği normal yolla doğuracak kadar geniş olmamasından ya da bebeğin başının doğum kanalı için çok büyük olmasından kaynaklanır. Bu durumda normal doğum gerçekleşemeyeceği için sezaryen doğum yapmak gerekir.
Plasentayla ilgili sorunlar
Plasentanın rahim ağzını kısmen ya da tamamen kapatması veya plasentanın rahim içi tabakadan ayrılması durumunda sezaryen ile doğumun gerçekleşmesi gerekir.
Çoğul gebelik
Çoğul gebelikte çeşitli riskler söz konusudur. Çoğul gebelikte doğum uzayabileceği gibi bebeklerden biri ya da daha fazlasının pozisyonu normal doğuma uygun olmayabilir. Bu gibi sorunlarda sezaryen yapılması gerekecektir.
Tüp Bebek Tedavisinde Sezaryen
Tüp bebek tedavisi ile hamile kaldıysanız, doktorunuz gebelik sürecinde durumunuzu takip edecek ve gerekli gördüğü takdirde doğumun sezaryen olmasını isteyecektir. Bebeğin normal yollarla doğması, annenin ya da bebeğin sağlığını riske atabileceği durumlarda sezaryen doğum yapılmasına karar verilecektir.
Sezaryen sırasında annenin karnına ve rahmine bir kesi açılarak bebeğin doğması sağlanır. Planlı olarak gerçekleştirilebilen bu ameliyat, bazı durumlarda zorunluluktan da gerçekleştirilebilmektedir.
Sezaryen doğumun başlarında anneye anestezi verilir ve kesi bölgesinin temiz olması için sterilizasyon işlemi gerçekleştirilir. Ardından karın bölgesine kesi açılır. Bu kesi, dikey ya da yatay şekilde olabilir. Sonrasında rahim duvarına da kesi açılarak bebek alınır ve doğum gerçekleşmiş olur. Ardından göbek kordonu kesilir, plasenta çıkarılır ve kesi dikilir.
Sezaryen doğum yaklaşık olarak 45 dakika sürer. Bebeğin acilen doğmasını gerektiren bazı durumlarda ise bu süre daha da kısalabilir. Acil sezaryen adı verilen bu durumda bebeğin 15-20 dakika gibi kısa bir sürede doğması sağlanır.
Sezaryen genelde güvenli bir şekilde gerçekleştirilen bir ameliyat olsa da her ameliyatta olduğu gibi sezaryende de bazı riskler söz konusu olabilir. Bu riskler arasında şunlar yer alabilir:
- Enfeksiyon
- Kan kaybı
- Kan pıhtısının kan akışına karışması (emboli)
- Rahim duvarının güçsüzleşmesine neden olan kesi
- Sonraki gebeliklerde plasenta anomalileri
- Genel anestezi riskleri
- Fetal yaralanma
Sezaryen doğumda iyileşme süresi, normal doğuma göre genelde daha uzun olmaktadır. Doktorunuz kişisel durumunuza göre hastanede ne kadar kalmanız gerektiğine karar verecektir.
Sezaryen sonrası anestezinin etkisinin geçmesiyle birlikte acı hissetmeye başlayabilirsiniz. Ayrıca rahim içi tabakanın dökülmesiyle birlikte vajinal akıntı olabilir. Löşi adı verilen bu akıntı başlarda kırmızı renkte gelirken zamanla sarıya dönebilir. Doğum sonrası kanama olması normal olmakla birlikte kanamanız çok yoğunsa veya akıntıyla birlikte kötü koku varsa doktorunuza haber vermeyi ihmal etmeyin.
Bir kez sezaryen doğum yaptıktan sonra gelecekteki gebeliklerinizde normal doğum yapmanız mümkün olabilir. Bunun mümkün olup olmadığına doktorunuz sağlığınızı ve gebeliğinizi değerlendirerek karar verecektir.
Tüp Bebekte Normal Doğum Olur mu?
Tüp bebek yaptıran kadınların normal doğum yapması mümkündür. Tüp bebek gebeliklerinde ortada sezaryen gerektiren bir sorun olmadığı takdirde normal doğum yapılabilir. Çünkü tüp bebek gebelikleri ile doğal yollarla gerçekleşen gebelikler arasında hamile kalma yöntemi dışında bir fark yoktur. Bu nedenle her iki gebelikte de normal doğum yapılabileceği gibi gerekli durumlarda sezaryen doğum da gerçekleşebilir.
Tüp bebek tedavisinden sonra gebelik süreciniz sorunsuz bir şekilde ilerleyip 36 ila 40 haftalık gebelikten sonra doğum zamanı geldiyse aşağıdaki belirtilerle karşılaşabilirsiniz:
- Rahimde artan baskı
- Enerji seviyelerinde değişiklik
- Kanlı mukus akıntısı
Doğumun başlaması, doğum sancılarının düzenli ve acı verici hale gelmesiyle gerçekleşir. Üç evreden oluşan normal doğumda ilk evre, doğumun başlaması ve rahim ağzının tamamen açılmasına kadar geçen süreçtir. Bu aşamanın üç fazı bulunmaktadır:
İlk faz: Doğumun en uzun süren ve en az yoğun geçen aşamasıdır. İlk faz, latent faz olarak da bilinmektedir. İlk fazda rahim ağzı açılır ve 3-4 cm’ye kadar genişler. Bu süreç birkaç gün sürebileceği gibi birkaç saat de sürebilir.
İlk fazda gerçekleşen sancılar hafif ila orta şiddette olabilir ve düzenli veya düzensiz aralıklarla gelebilir. Bu süreçte görülebilecek diğer belirtiler arasında sırt ağrısı, kramp ve kanlı mukus akıntısı gibi şeyler yer almaktadır.
Orta faz: Bir sonraki faz, rahim ağzının 3-4 cm’den 7 cm’ye kadar ulaştığı orta fazdır. Bu fazda sancılar daha güçlü hale gelir ve sırt ağrısı ile kanam gibi başka belirtiler görülebilir.
Geçiş fazı: Doğumun en yoğun aşaması, geçiş fazıdır. Bu fazda sancılar 2-3 dakika aralıklarla ve 60-90 saniye boyunca gerçekleşmeye başlar. Rahim ağzının 3 cm daha açılması çok kısa bir süre içinde gerçekleşir.
Doğumun ikinci evresinde doğum aşaması bulunmaktadır:
Doğum: İkinci evrede rahim ağzı tamamen açılmıştır. Bazı kadınlar, rahim ağzı tamamen açıldıktan hemen sonra ıkınma ihtiyacı duyar. Ancak bu süreçte bebek hala yukarıda duruyor olabilir.
Bebeğin sancılarla birlikte aşağı inmesi belli bir süre alabilir. Bebeğin yeteri kadar inmesiyle birlikte anne ıkınmaya başlayabilir.
Doğum sırasında epidural kullanmayan kadınlar ıkınmaya daha çok ihtiyaç duyabilir ya da bebek aşağı indiğinde rektal baskı hissedebilir.
Epidural kullanan kadınlar ise ıkınma ihtiyacı ve rektal baskı hissedebilir, ancak bunlar epiduralsız doğum kadar yoğun olmayabilir.
Doğumun üçüncü evresinde plasentanın ayrılması aşaması bulunmaktadır:
Plasentanın ayrılması: Bebek doğduktan sonra plasenta rahimden ayrılacaktır. Rahimde gerçekleşen hafif sancılar ile plasenta rahim duvarından ayrılacak ve vajinadan çıkacaktır.
Tüp Bebekte Doğum Kaçıncı Hafta Olur?
Gebeliklerin çoğu 40 hafta sürer. Bu sürenin başlangıcı, doğal yolla gerçekleşen gebeliklerde adet görülen son tarih olarak kabul edilir. Tüp bebek gebeliklerinde ise gebeliğin başlangıcı, embriyonun transfer günü kabul edilir.
Doğum genelde gebeliğin 36 ila 40. haftaları arasında gerçekleşse de tüp bebek gebeliklerinde erken doğum riski daha fazla olabilmektedir. Bu riskin bir kısmı annenin yaşı, genel sağlığı ve çoğul gebelik gibi faktörlerden kaynaklanmakla birlikte bu faktörler ortadan kalktığında dahi erken doğum riski tüp bebekte biraz daha fazla olabilmektedir.
Tüp bebekte erken doğum riskinin daha fazla olabilmesinin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte riski arttırdığı düşünülen faktörlerden bazıları şu şekildedir:
Hormonal nedenler: Tüp bebekte yumurtalıkları uyarmak için kullanılan hormonlar, embriyonun rahme tutunma şekli üzerinde etkili olabilir.
Çoğul gebelik: Çoğul gebeliklerde erken doğum riski, hem doğal yolla hem tüp bebekle gerçekleşen tekil gebeliklere göre daha yüksektir. Tüp bebekte birden fazla embriyonun transfer edilmesiyle birlikte çoğul gebelik gerçekleşebilir ve erken doğum riski artabilir.
Anne ile ilişkili faktörler: Annenin tüp bebek tedavisine başvurmasına neden olan faktörler, erken doğum riskinin artmasında da etkili olabilir. Tüp bebek ile hamile kalan annelerin yaşı genelde doğal yolla hamile kalanlara daha ileri olduğu için bununla ilişkili olarak erken doğum riski artabilir.
Tüp Bebek Gebelik Riskleri
Tüp bebek tedavisine başlamadan önce karşılaşabileceğiniz bazı risklerin farkında olmalısınız. Bu risklerin bazıları gebelik öncesinde bazıları ise gebelik sırasında mevcuttur. Tüp bebek tedavisinde karşılaşabileceğiniz sorunlar şunlar olabilir:
İlaçların yan etkileri
Kadınların çoğunda tüp bebek sırasında kullanılan ilaçlara karşı bazı reaksiyonlar görülmektedir. Bu yan etkilerin bazıları hafif olabileceği gibi bazıları ise şiddetli olabilir:
- Sıcak basmaları
- Üzgün ya da sinirli hissetmek
- Baş ağrıları
- Huzursuzluk
- Ovaryan hiperstimulasyon sendromu (OHSS)
Tedaviniz sırasında sürekli ya da endişe verici yan etkiler yaşıyorsanız, doktorunuzla iletişime geçmeyi ihmal etmeyin.
Çoğul gebelik
Tüp bebek tedavisinde kadının rahmine birden fazla embriyo transfer edilmesi durumunda çoğul gebelik gerçekleşebilir. Birden fazla bebek sahibi olmanın kötü bir şey olmadığını düşünebilirsiniz. Ancak çoğul gebeliklerde hem anne hem de bebekler açısından komplikasyon yaşama riski artmaktadır.
Çoğul gebeliklerde ve doğumlarda karşılaşılabilecek sorunlar arasında şunlar bulunmaktadır:
- Düşük
- Gebeliğe bağlı yüksek tansiyon ve preeklampsi
- Gebelik diyabeti
- Anemi ve yoğun kanama
- Sezaryen doğuma ihtiyaç duyulması
Çoğul gebeliklerde bebekler erken doğabilmekte ya da düşük doğum ağırlığına sahip olabilmektedir. Ayrıca yenidoğan respiratuvar distres sendromu gibi tehlikeye neden olabilen sağlık sorunları ile serebral palsi gibi uzun süreli sakatlıklar görülebilmektedir.
Çoğul gebeliklerde mevcut olan bu risklerden dolayı tedavi sırasında birden fazla embriyo transfer edilmesi genelde yalnızca belli bir yaşın üzerindeki kadınlar için önerilmektedir.
Ovaryan hiperstimulasyon sendromu
Ovaryan hiperstimulasyon sendromu (OHSS), tüp bebekte nadiren karşılaşılan bir komplikasyondur. Bu komplikasyon, tedavide yumurta üretimi kullanılan ilaçlara karşı aşırı hassasiyeti bulunan kadınlarda görülmektedir. OHSS nedeniyle yumurtalıklarda çok fazla yumurta üretilirse yumurtalıklar çok fazla büyüyebilir ve acı verici hale gelebilir.
OHSS genelde yumurtalar toplandıktan sonraki hafta görülmekte ve şu belirtilere neden olmaktadır:
- Karnın alt kısmında ağrı ve şişkinlik
- Hasta hissetme
- Nefes daralması
- Bayılacak gibi hissetme
Şiddetli OHSS oldukça tehlikeli olabilmektedir. Bu nedenle yukarıda yer alan belirtileri deneyimlemeniz halinde bir an önce doktorunuzla iletişime geçmelisiniz.
Dış gebelik
Tüp bebek tedavisi gördüyseniz, dış gebelik riski diğer gebeliklere göre çok az yüksek olabilir. Dış gebelikte embriyo özellikle fallop tüpleri olmak üzere rahim dışında bir yere tutunmaktadır.
Dış gebelik, karın bölgesinde ağrıya ve ardından kanamaya neden olabilmektedir.
Tüp bebek tedavisi gördükten sonra gebelik testiniz pozitif geldiyse fetüsün gelişiminin normal olup olmadığını kontrol etmek için ultrason muayenesi gerçekleştirilecektir.
Tüp bebek sonrası gebelik testinizin pozitif çıkmasının ardından vajinal kanama ya da karın ağrısı yaşamanız halinde doktorunuzla bir an önce iletişime geçmelisiniz.
İlerleyen yaşla ilgili riskler
Tüp bebek tedavisinin başarı oranı ilerleyen yaş ile birlikte azaltmaktadır. Ayrıca kadının yaşlanmasıyla birlikte düşük ve doğum kusurları gibi komplikasyonlarda da artış görülmektedir. Doktorunuz, yaşınızla birlikte karşılaşabileceğiniz riskler ve aklınıza takılan sorular hakkında sizi bilgilendirecektir.