PAP Smear testi, rahim ağzını (serviks) değerlendirmek, enfeksiyonlar, kanser ve kanser öncüsü durumlar açısından kontrol etmek için yapılan özel bir rahim ağzı tarama testidir. Smear testinin yapılmasındaki en önemli amaç, özellikle rahim ağzı kanserlerinin ve kanser öncesi lezyonların erken dönemde tanınmasıdır. Bu test son yıllarda jinekolojik muayene ve kontrollerin rutin bir parçası haline gelmiştir.
Kadının vücut dokularının sürekli yenilenmesi nedeniyle doğal olarak yüzeylerden hücreler dökülür. Dökülen bu hücrelerin toplanıp özel işlemlerden geçirildikten sonra mikroskop altında incelenmesine “sitolojik inceleme ya da hücresel inceleme adı verilir. Bu sitolojik inceleme işlemin en etkili uygulandığı alan rahim ağzından alınan örneklerdir. Bu işlemde servikal hücrelerin toplanması işine “smear” (yayma, sürüntü) adı verilir.
Jinekolojik muayenelerde artık rutin olarak yapılan bu PAP Smear testi ağrılı bir işlem değildir, kadın smear alınırken ağrı, sızı hissetmez. Günümüzde Smaer testi ve onun sonucunda alınan önlemler kesinlikle hayat kurtarıcıdır, yaşam süresini uzatıcı etki gösterir. Zira kadın üreme sistemine ait kanserler arasında meme kanserinden sonra ikinci sırada olan serviks (rahim ağzı) kanseri smear testi sayesinde erken dönemde tespit edilip tedavi edilebilir.
Smear nasıl alınır?
Smear, son derece basit ve ağrısız bir yöntemle alınır. Şöyle ki, jinekolojik muayene esnasında vajinaya “spekulum” adlı alet takıldıktan sonra serviks görüntülenir. Bu alanda herhangi bir kanama olmadığından emin olunduktan sonra plastik bir “spatul” ya da “smear fırçası” ile serviksten vajinaya dökülen hücreler toplanır ve bu fırça vasıtası ile rahim ağzından bir sürüntü alınır.
Anormal Smear testi varlığında yaklaşım
Yapılan Smear testi sonucu normal olarak değerlendirildiğinde ek bir sorun edilmediyse yılda bir defa yapılan kontrol yapmak yeterlidir. Ancak beklenmeyen, anormal sonuç tespit edilirse ileri düzey tetkikler gerekli olur.
PAP Smear değerlendirmesinde aşağıdaki şekilde sınıflama yapılır:
Klas 1; normal,
Klas 2; iyi huylu hücresel değişiklikler olarak değerlendirilir, inflamasyon, Atrofi, Radyasyon, ASCUS, Low grade SIL (LSIL),
Klas 3; High Grade SIL (HSIL),
Klas 4; Carcinoma in-situ, High Grade SIL (HSIL)
Klas 5; İnvazif karsinom (kanser), Mikroinvazif kanser (tutulum 3 milimetreden daha az)\r\nİnvazif kanser (tutulum 3 milimetreden daha fazla)
Klas 2’deki ASCUS saptanması durumunda yapılacaklar
PAP smear testinde ASCUS tanısı konması durumunda birtakım hücresel değişimler olduğu gözlenirken, bu değişimlerin kanser öncülü olup olmadığını anlamak için bulguların yeterli olmadığı düşünülür. Menopozda olmayan, üreme çağındaki bir kadında smear testinde ASCUS saptanırsa; vajinal salgıda HPV tiplemesi yapılabilir, hiçbir şey yapmadan 6 – 12 ay sonra smear testi tekrarlanabilir ya da kolposkopi ve gerekirse biopsi yapılabilir.
Uygulamada sıvı bazlı smear alınmışsa örnekte HPV varlığının araştırılır. HPV testi sonucunda virus negatif çıkarsa sorun yoktur, PAP smear testi 1 yıl sonra tekrarlanır. HPV taramasında virus pozitif çıkarsa kolposkopi ve gerekirse biopsi yapılmalıdır.
HPV taraması ya da kolposkopi yapılmadan beklemek tercih edilirse hem 6. ayda hem de 12. ayda yapılan smear testleri normal olarak çıkmışsa, rutin yıllık kontroller yeterli olur. Bu testlerden herhangi birisinde ASCUS ya da daha ileri bir lezyon saptanırsa kolposkopi ve biopsi yapılmalıdır.
İlk aşamada kolposkopi yapılmışsa ve servikal displazi saptanmamışsa 12 ay sonra HPV taraması yapılması önerilir. Bu durumda PAP smear incelemesini 6 ve 12. aylarda tekrarlamak mantıklı olur. İlk aşamada yapılan kolposkopide servikal displazi (CIN) saptandıysa tedavisi gerekli şekilde yapılır.
ASC-H saptanması durumunda yapılacaklar
ASC-H; yüksek derecede değişimlerin ekarte edilemediği durumları tanımlamaktadır. Bu durumdaki hastalarda mutlaka kolposkopi ve biopsi yapılır ve tanı konur.
Low Grade Squamous Intraepithelial Lesion (LSIL) saptanması durumunda yapılacaklar
Bu durumda ilk önce kolposkopi yapılması önerilir. Zira smearde LSIL saptanan hastaların yaklaşık % 15’inde biopside aslında CIN II ve CIN III vardır. LSIL’de kolposkopi ve biopsi önerilirken, adölesan, postmenopozal ve gebe hastalarda farklı yaklaşımlar önerilmektedir. Kolposkopide lezyon görülmemesi durumunda rahim kanalının iç kısmından biopsi alınır. Kolposkopide lezyon tespit edildiği, biopside CIN II ya da CIN III saptanmadığı durumlarda 6 ve 12 ay sonra smear testi tekrarlanır. Kolposkopide lezyon saptanması ve biopside CIN II ve CIN III saptanması durumunda uygun şekilde tedavi yapılır.
Menopozdaki kadınlarda LSIL saptanması durumunda ise; HPV incelemesi, beklemeden kolposkopi yapılması, ilk smeardan 6 ve 12 ay sonra yeniden 2 kez smear yapılması bunlardan birinde LSIL çıkması durumunda kolposkopi yapılması yoluna gidilir.
Gebelikte yapılacaklar
Gebelikte kolposkopi yapılması ve lezyon saptanması durumunda biopisinin doğumdan sonraki 6 haftalık lohusalık döneminin sonuna ertelenmesi önerilir. Gebelik boyunca başka smear testi ya da kolposkopi yapılması uygun olmaz ve gereksiz bulunur.
Atipik glandüler hücre saptanması durumunda yapılacaklar
Smear testinde; rahim ağzının derisi diyebileceğimiz hücrelerden değil de, rahim ağzının iç kanalındaki salgı bezlerinden köken alan anormal hücreler saptanabilir. Nadiren karşılaşılan böyle bir durumda detaylı, ileri bir inceleme yapılmalıdır. Bu hastalarda kolposkopi ve rahim ağzının iç kanalından biopsi alınır. Hastanın yaşı 35’in üzerinde ise bir de rahim içinden de kürtaj ile biopsi alınması gerekir. Ayrıca hastanın yaşı kaç olursa olsun HPV tiplemesi de incelemeye dahil edilir. Eğer biopsi ve endoservikal kanaldan alınan örnek sorunsuz ise 4 kez normal sonuç elde edilene kadar her 6 ayda bir smear testi tekrarlanır. Eğer bu testlerde ASCUS ya da daha ileri bir durum saptanırsa kolposkopi ve biopsi tekrar edilir.
\r\n
Hastanın HPV incelemesi negatif ise PAP smear ve HPV tiplemesi her 12 ayda bir tekrarlanırken, HPV incelemesi pozitif ise PAP smear ve HPV tiplemesi her 6 ayda bir tekrarlanır.
\r\n\r\n
High Grade Squamous Intraepithelial Lesion (HSIL) saptanması durumunda yapılacaklar
\r\n
Hasta 20 yaşından gençse ve hamile değilse; endoservikal kanal biopsisi ile birlikte kolposkopi ve biopsi veya hiç zaman kaybetmeden LEEP yapılması uygun olur. Uygulamada birinci yöntem tercih edilirse ve kolposkopi sonucu tatmin edici olursa ve biopsi sonucu CIN II ya da CIN III olarak rapor edilirse; LEEP ya da rahim ağzının ısı ile tahrip edilmesi işlemlerinden birisi uygulanır. Ancak biopside CIN II veya CIN III saptanmazsa; emin olmak için LEEP ya da elde edilen tüm bulguların yeniden değerlendirilip baştan başlamak, her 6 ayda bir kolposkopi ve PAP smear testi yapmak, smear testlerinde HSIL durumunun görülmesi ya da kolposkopinin tatmin edici olmaması durumunda en doğru yol LEEP olacaktır.
Servikal İntraepitheliyel Neoplazi 1 (CIN I) saptanması durumunda yapılacaklar
Hastanın biopsi sonucu CIN I olarak rapor edilirse tedavi yaklaşımı biopisi alınmasına neden olan başlangıçtaki smear sonucuna göre değişiklik göstermektedir. Hastanın ilk smear sonucu ASCUS ya da LSIL çıktıysa ve yapılan kolposkopi, biopsi sonucu CIN I olarak bulunduysa 6 ve 12 ay sonra smear tekrarı yapılır ve 12 ay sonra HPV tiplemesi yapılır. İlk smear sonucu HSIL çıktı ve kolposkopi ile biopisi sonucu CIN I saptandıysa 6 ayda bir kolposkopi ve smear testi tekrarlanır.
Servikal İntraepitheliyel Neoplazi 2 ve 3 (CIN II ve CIN III) durumunda yapılacaklar
Hasta hamile değilse ve 20 yaşından büyükse CIN II ve CIN III saptandığında temel tedavi şekli lezyonun çıkartılması, yani LEEP yapılmasıdır. Takip eden dönemde her 6 ayda bir PAP smear ya da PAP smear ve kolposkopi yapılır.
Hastanın gebe olması durumunda ise yayılım gösteren erken evre kanser kuşkusu saptanmazsa her 12 haftada bir kolposkopik inceleme yapılır. Yapılan kolposkopide lezyonda ilerlemeden şüphe edilirse biopsi tekrarlanır. Kesin değerlendirme içinse doğumu takip eden 6 haftalık sürenin sonu beklenir.