Her kız çocuğu belli sayıda yumurta rezerviyle dünyaya gelir ve bu yumurtalar kadın menopoza girinceye kadar kadının yumurtalıklarında bulunur. Kadının yaşı ilerledikçe, hastalıklar geliştikçe, psikolojik sorunlar yaşandıkça ve ilaç kullanımına paralel olarak yumurtalar azalır. Tüm yumurtalar bitince de kadın menopoza girer. Kadının yumurtalarının sayısı ve kalitesi ne kadar yüksekse gebe kalabilme ihtimali de o oranda yüksektir. Üreme çağı içindeki her kadın her ay bir kez yumurtlar. İşte bu dönemde kadın korumasız cinsel ilişki yaşarsa gebelik gerçekleşir. Aksi halde kapsülünden (folikülden) çıkan bu yumurtalar adet kanamasıyla birlikte vücuttan atılır. Normal dönemlerde yumurtalar kendilerini saran foliküllerin (keseciklerin) içindedirler ve yumurtlama döneminde bu folikülden dışarı çıkarlar. Bu sebeple doğal yolla gebelik elde edememe şikayetiyle doktora başvuran kadınlara da öncelikle yumurta (folikül) ölçümü yapılır. Çünkü kadından kaynaklanan kısırlık sorunlarında en sık karşılaşılan problem yumurtlama bozukluğu ya da yumurta yetersizliğidir. Kısırlıktan şüphe edilen kadınlarda folikül sayımı yapılır, eğer foliküller sayıca yeterliyse, yumurtanın folikülden çıkamama sorunu olduğu kararına varılır. Böyle vakalarda da kadının yumurtlayabilmesini, yumurtanın folikülden çıkabilmesini sağlamak için yumurtlama veya yumurta büyütme ilaçları kullanılır. İşte bu ilaçların ne kadar etkili olduğu, yumurtayı istenen oranda büyütüp büyütemediği ya da yumurtlamayı gerçekleştirip gerçekleştiremediğinin izlenmesi olayı da yumurtlama takibi (folikül ölçümü, sayımı) olarak adlandırılır.
Folikül sayımı nasıl yapılır?
Üreme çağındaki kadınların gebe kalabilmeleri için sahip olmaları gereken belli bir yumurta sayısı bulunmaktadır. Bu yumurta sayısının beklenenden az olması, doğal yolla ya da üremeye yardımcı metotlarla üremeyi zorlaştırmaktadır. İşte bu sebeple kısırlık sorununda yapılan ilk tetkiklerden birisi yumurtaların, daha doğrusu foliküllerin sayılmasıdır. Bunun için kadın yumurtlama döneminde muayeneye çağrılır ve normal ultrason ya da vajinal ultrason yoluyla kadının sahip olduğu yumurta sayısı bulunur. Bu işlemde vajinal ultrasonun daha sağlıklı sonuç verdiği bilinmektedir. Üreme çağındaki kadının iki yumurtalığında toplamda 7-10 arasında folikül gözlenmesi gerekmektedir. İki yumurtalıkta bulunan toplam folikül sayısı 7’nin altında ise kadının özellikle doğal yolla gebe kalabilirliği güçtür. Ancak bu sayı 4 veya daha az bulunursa kadının üremeye yardımcı tedavilerle bile gebe kalabilme ihtimali düşüktür. Ancak folikül sayısı 10’dan fazla ise tedavide kullanılan ilaçlar yumurtalıklarda aşırı uyarılma yaşar ve Polikistik Over Sendromu riski ortaya çıkar. Kadının her hangi bir ağrı ya da sancı hissetmesine yol açmayan bu vajinal ultrason öncesinde idrarın tamamen boşaltılmış olması önemlidir. Vajinal ultrason dışında Folikül Uyarıcı Hormon ölçümü yapılarak da yumurta rezervi, yumurtlama düzeyi belirlenir. Folikül Uyarıcı Hormon seviyesi yüksekse kadının yumurta rezervinin düşük olduğu şeklinde yorum yapılır. Bunun için adet döneminin 3. Gününde kanda Folikül Uyarıcı Hormon seviyesi ölçülür. Elde edilen değerin 10 IU/L’nin üzerinde olması yumurta rezervinin düşük, doğal yolla gebelik şansının da düşük olduğu şeklinde yorumlanır. Bu oran yükseldikçe tüp bebek gibi diğer üremeye yardımcı tedavi yöntemleriyle gebe kalma şansı da azalır. Bunların dışında adetin 3. Gününde Estradiol ve Östrojen Hormonları ölçülür. Elde edilen veri 45’den yüksek ise over rezervinin düşük olduğunu gösterir. İnhibin B seviyesi ölçülür, Anti-Müllerian Hormon seviyesine de bakılarak folikül sayımı, yumurta rezervi ölçülür.
Neden folikül sayımı yapılır?
Foliküllerin içinde kadının yumurtaları bulunur ve bu yumurtalar da kadının gebe kalabilirliğini gösterir. Bu sebeple de düzenli olarak korumasız cinsel ilişki yaşadığı halde gebelik elde edemeyenlerde folikül sayımı önemlidir. Zira yumurta sayısı normal değerlerin altında ise kadının ekstra tedavi görmesi gerekecektir.