
Tüp bebek tedavisi, çocuk sahibi olamayan ve anne baba olmak isteyen ailelerin başvurdukları en önemli tedavi seçenekleri arasında yer alıyor. Zira bu yöntem sayesinde yumurta ile sperm hücresinin vücudun dışarısında birleşmesi mümkün hale geliyor ve bu sayede doğal olarak döllenemeyen yumurta, medikal işlemlerin de yardımıyla döllenebilir hale geliyor. İlk birleşmenin vücut dışında gerçekleşmesine karşın bebeğin gelişimi ise döllenmiş yumurtanın anne rahmine tekrar gönderilmesi ile anne içinde gerçekleşir. Tabii ki tedavide izlenen yollardan birisi de tüp bebek tedavisinde uzun protokol olarak karşımıza çıkıyor.
Tüp bebek tedavisindeki başarı oranınızı hesaplama aracımızdan hesaplayabilirsiniz.
https://www.bulenttiras.com/tup-bebek-basari-orani-hesaplama
Tüp bebek tedavisinde uzun protokol ve kısa protokol adlı iki yöntem bulunuyor ancak hangi yöntemin kullanılacağına doktorun çeşitli tetkikler neticesinde karar vermesi sebebiyle anne baba adaylarının bu konuda kendi kararlarını verme şansları yok. Uzun protokol esnasında yapılan uygulamalar ve tedavi süreci hakkında biraz daha detaylı bir şekilde ilerleyelim.
Tüp Bebek Tedavisi
Tüp bebek tedavisi ilk olarak 1978 senesinde başarıyla uygulandı ve İngiltere’de bir çocuk dünyaya geldi. Bu tedavide çocuk sahibi olmak isteyen anne ve baba adaylarının, bu istekleri doğrultusunda vücut dışında bir döllenme, yani embriyo oluşumu sağlanıyor ve kullanılan yumurta ile spermler tamamen kişilerin kendi bedenlerinden alınanlar. Pek çok kişi tedavide başkalarının üreme hücrelerinin kullanıldığını sanabiliyor ancak böyle bir durum ancak taşıyıcı annelikte mümkün.
İlk başlarda sadece tüplerinde onarılamaz bir hasar bulunan kadınlar için uygulanan tüp bebek tedavisi, artık diğer kısırlık türlerinde de tercih edilebiliyor ve uygulanabiliyor. Ancak anne ve baba olmak isteyenler, bazen diğer tedavileri denemeden direkt olarak bu tedaviye geçmek de isteyebiliyorlar. Doktorlar ise bu konuda gerekli yönlendirmeleri yapıyor ve gereksiz yere tüp bebek tedavisinin uygulanmaması için çiftlere rehberlik de ediyorlar.
Mikroenjeksiyon
Tüp bebek tedavilerinde en çok tercih edilen yöntemlerden bir tanesi mikroenjeksiyon yöntemi.Bu yöntem sayesinde sperm sayısı çok az olan, sperm hareketliliği düşük olan ve bozuk şekilli spermlere sahip olan baba adaylarının spermleri, yumurta içerisine kolayca enjekte edilebiliyor ve bu sayede az sayıdaki spermle çok iş yapmak mümkün hale geliyor.
Klasik tüp bebek tedavilerinde ise genellikle spermler ile yumurtalar tek bir kapta bekletilerek döllenmenin oluşması bekleniyor. Ancak bilhassa tüp bebek tedavisinde uzun protokol yönteminin uygulanması gereken hastalarda mikroenjeksiyon çok daha iyi sonuçlar veriyor.
Zira spermleri yetersiz olan erkeklerin menileri, maalesef döllenme kabındaki yumurtalar için az kalabiliyor, yahut yumurtaya girmek için yavaş olabiliyorlar. Bu nedenle spermlerin mikroenjeksiyon ile yumurtaların içerisine enjekte edilmeleri mecburi bir hale gelebiliyor.
Sağlık Kontrolleri
Tüp bebek tedavisinin başlangıcında ilk olarak doktorunuzun sizden talep edeceği bilgileri doğru bir şekilde sunmanız gerekiyor. Önceki gebelikler, tedavi ve hastalıklar, sağlık durumunuz gibi pek çok veriyi talep eden doktorunuz, böylece hangi tetkiklerin yapılması gerektiğine karar verecektir ve gerekli incelemeleri yapacaktır. Eğer bu aşamada tedaviye mani bir şey yoksa, uzun protokolün ilk adımına geçiş yapılacaktır.
Hormon Baskılama Dönemi
Tüp bebek tedavisinin başlangıcında, anne adayının bedeninin ürettiği hormonların baskılanması ve böylece bu hormonların sebep oldukları düzensizliklerin ortadan kaldırılması amaçlanır. GnRH analogları olarak adlandırılan ürünler kullanılarak gerçekleştirilen bu işlemler, fazla sayıda yumurta hücresinin elde edilebilmesi için gereken ortamı oluştururlar.
Tüp Bebek Tedavisinde Uzun Protokol
Uzun protokol işlemleri için ilk olarak anne adayının yumurtalıkları uyarılmadan önce onların baskılanması için mücadele gösteriliyor ve dolayısıyla bu amaçla adet döngüsünün 21. gününden itibaren GnRH analogu kullanılmaya başlanıyor. Ardından gerçekleştirilen kan testleri sayesinde anne adayının hormon düzeyleri ölçülüyor ve östrojenin azalmasıyla birlikte baskılanmanın oluştuğu tespit edilebiliyor. Düzenlenen bu tedavi ise yumurtaya uygulanacak çatlatma iğnesi gününe kadar devam eder. Her şey yolunda giderse bu defa da uyarma tedavisi başlar.
Uzun Protokol Hastane Süreci
Tüp bebek tedavisine başladıktan sonra artık bir sonraki adetinizin üçüncü gününde sağlık kuruluşuna gidilmesi ve gerekli hormon değerlerinin kan testi ile bulunması gerekiyor. Doktorlar bu değerlere göre iğne dozlarını ve zamanlarını ayarlıyorlar. Beşinci günden sonra ise her gün ultrason çekimleri gerçekleştiriliyor ve böylece yumurtaların gelişimleri gözlemleniyor. Doktorlar yumurta oluşumuna göre yeni doz ayarlamaları da yapıyorlar ve böylelikle en yüksek adette yumurta elde etmek mümkün hale geliyor. Ne kadar çok yumurta olursa o kadar çok yumurtayı dölleme imkanı bulunduğu için, yumurtalar dondurularak saklanıyorlar ve bu sayede her defasında aynı tedavi sürecini geçirmeden yeni yumurtaları dölleyerek rahme yerleştirmek mümkün oluyor.
Yaklaşık olarak iki hafta sonraysa yumurtalar 18 milimetre boyuta geleceklerdir ve çatlatma iğnesi yapılacaktır. Çatlatma iğnesi zamanında tüp bebekte uzun protokolde uygulanan hormon baskılama spreyine de bir son verilmektedir. Çatlatma iğnesinin sonrasında ise yumurtalar bir gün içerisinde rahimden alınıyor ve mikroenjeksiyon ile dölleniyorlar. Döllenme ile elde edilen embriyolar ise rahme tekrar ekleniyorlar. Ancak son senelerde birden fazla embriyo ekme işlemi sonlandırıldı ve artık her defasında bir tane ekleniyor. Özellikle de ikiz ve üçüz hamileliğin risklerinden dolayı bu önlem alındı.
Son İşlemlerin Uygulanması
Embriyonun anne rahmine gönderilmesinin ardından hastanede bir iki saat geçirmek ve dinlenmek, böylece embriyonun rahme tutunması için gereken ortamı oluşturmak gerekiyor. Lakin tabii ki bu dönemde çok fazla zorlayıcı hareketlerde bulunmamak ve yorulmamak dikkat edilmesi gerekenler arasında.
Diğer Protokoller
Tüp bebek tedavisinde kısa protokol ve ultra kısa protokol adlı iki farklı uygulama daha mevcut. Bu protokollerde GnRHa tedavisinin başlangıç ve bitiş süreleri değişiklik gösterebiliyor ve adlarından da anlayabileceğiniz gibi işlemlerin bir kısmı daha hızlı bir şekilde tamamlanıyor. Ancak bir acele mevcut değilse ve uzun protokolü takip etmek mümkünse, genellikle doktorlar uzun protokolün uygulanmasını öneriyorlar.
Dikkat Edilmesi Gerekenler
Tüp bebek tedavisinde uzun protokol yahut diğer protokoller uygulansa bile, tedavinin öncesinde doktorunuzun sizden bilgi isteyeceği konularda tüm gerekenleri doğru bir şekilde sunmalısınız. Maalesef doktorun eksik bilgi sahibi olması, sizin de eksik tedaviye maruz kalmanıza neden olacaktır.
Tedavi sırasında ise ek kontrolleri kaçırmamak, doktorun hayat tarzınıza dair dikkat etmenizi önerdiği konularda gerçekten dikkatli olmak, bunun yanında yumurta toplama ve yerleştirme dönemlerinde de direktiflere birebir uymak çok önemli. Zira tedaviler süresince verilen ilaç dozları gibi ayarlamalar, tüp bebeğin tutma ihtimalini ziyadesiyle arttırıyorlar ve doktorunuz da ilerleyen sürece göre uzun protokol, kısa protokol veya ultra kısa protokol gibi konularda daha iyi kararlar verebiliyor.
Gebelik Süreci
Eğer tüp bebeğiniz tuttuysa ve bebek gelişimine başladıysa, düzenli olarak gebelik kontrollerini unutmamalı ve bebeğinizin sağlığı için hamilelik döneminde dikkat edilecek konulara özen göstermelisiniz. Düşük gibi istenmeyen durumlar sonucunda gebeliğin sonlanması, maalesef yeniden tüm tüp bebek tedavisini en baştan yaşamanızı gerektireceği için hem eşiniz ve size ruhsal olarak zarar verecektir, hem de durumu yetersiz çiftlere maddi bir yük olacaktır. Tetkik ve kontroller ise hamilelik dönemini en sağlıklı bir şekilde geçirmeniz için sağlık çalışanlarına yeterli bilgileri sunacaklardır.