Aşılama mı Tüp Bebek Tedavisi mi ?

Aşılama Ve Tüp Bebeği Karşılaştırırken Bilmeniz Gereken Dört Şey

Bebek sahibi olmakta sorunlar yaşayan çiftlerin karşılaştıkları ikilemlerden en yaygın olanı, aşılama mı yoksa tüp bebek tedavisi mi olmaları gerektiğidir. Temel olarak, başvurduğunuz uzman sizi, size özel doğurganlık sorununu göz önüne alarak, doğal veya tedaviler aracılığıyla potansiyel tedavi seçenekleri ve başarılı gebelik ihtimali hususunda bilgilendirmelidir.

Tüp bebek tedavisindeki başarı oranınızı hesaplama aracımızdan hesaplayabilirsiniz.
https://www.bulenttiras.com/tup-bebek-basari-orani-hesaplama

Ancak önünüzdeki bu süreçte kendinizi ek bilgilerle biraz daha donanımlı hale getirmeniz de kullanışlı olabilir.

Bu nedenle aşılama ve tüp bebek tedavileri konusunda temel noktalara bir bakış atmak, böylece partnerinizle birlikte doğru seçeneği bulmanıza yardımcı olmak gerekiyor.

1 – Daha Doğal Bir Tedavi mi?

Gebelik tedavisi almak isteyen çiftler genellikle ilk olarak aşılama ile başlamayı tercih ederler çünkü bu tedavi tüp bebek tedavisine göre biraz daha basit prosedürlerden oluşan ve daha az müdahale gerektiren bir tedavidir. Basitçe anlatmak gerekirse, aşılama tedavisinde yumurtlama zamanına yakın ve gebeliğin mümkün olduğu aralıkta, elde edilen spermler direkt olarak kadının uterusuna enjekte edilmektedirler.

Bu uygulama doğal aylık döngü içerisinde yapılabileceği gibi, yumurtlama düzenlemeleri ile de aynı anda uygulanabilir. Kısırlık kaynaklı gerekçelere ek olarak, iş veya seyahat planları sebebiyle birbirinden ayrı kalan, ilişkiye uygun zamanda girme fırsatı olmayan çiftler için de aşılama tedavisi ciddi bir yardım sağlayabilir.

Hazırlanmış olan karışımda daha fazla kaliteli sperm bulunacaktır ve bu da gebelik ihtimalini arttıracaktır. Ek olarak, spermleri direkt olarak rahme enjekte etmek, hedeflerine ulaşmaları için çok uzun bir yol katetmeleri gerekliliğini de ortadan kaldıracaktır.

Pek çok çiftin farketmediği en önemli şey ise, tüp bebek tedavisinde olduğu gibi, aşılama tedavisine dahil olan kadınların pek çoğuna da yumurtlamayı arttırabilmek için hormonlar ve ilaçlar verildiğidir. Bu durum ise birden fazla yumurtanın ortaya çıkmasını körükleyebilir ve bu nedenle ikiz veya daha fazla bebeğin ortaya çıkma ihtimalini arttırabilir. Gebelik tedavilerindeki bu olgu, bazı çiftlerde ikiz veya daha fazla bebek sahibi olma düşüncesinin romantik olduğu algısını uyandırabilir lakin gerçekte birden fazla bebek sahibi olmanın hem anne hem de bebekler açısından ciddi komplikasyonları mevcuttur.

Tüp bebek tedavisinin ne kadar geliştiğini dikkate alırsak, genellikle başarılı bir gebelik için sadece tek embriyo transferi yeterli olabilmektedir. Özel koşullar altında, çift ve doktor uterusa iki embriyo transferi kararı verebilirler ancak her iki halde de aşılama tedavisinde olduğu gibi kaç yumurtanın dölleneceği konusu kaderin eline bırakılmamaktadır. Tüp bebek döngüsünde elde edilen fazla embriyolar, dondurulabiliyorlar ve böylece kadın daha yaşlı hale geldiğinde bu genç embriyolar gebelik için kullanılabiliyorlar.

2 – Zaman, Para ve Duygusal Yük

Aşılama tedavisi daha az masraflı bir doğurganlık tedavisi seçeneği olarak düşünülse de, birden fazla aşılamanın gerektiği hallerde bu masraf katlanarak artmaktadır. Bazen çiftlerin tek bir tüp bebek tedavisindeki başarı şansını yakalamaları için dört adede kadar aşılama geçirmeleri gerekebiliyor.

Tüp bebek konusunda bilinen bir diğer yanlış ise, aşılamadan daha fazla vakit aldığına inanılması. Tüp bebek teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte, hastalar en az oranda rahatsızlık ile tedaviye devam edebiliyorlar ve günlük rutinleri de olabildiğince az etkileniyor. Tüp bebek tedavisindeki embriyo transferi yarım günde tamamlanabiliyor ve bu ise aşılamadaki spermlerin uterusa aktarılmasının aldığı zaman ile aşağı yukarı eşit. Her iki durumda da çiftler, folikül takibi ve izleme için ana prosedürlere kliniklerde katılım göstermeliler.

Hiç kuşku yok ki, bir çiftin gebelik yolculuğundaki en önemli unsur ise duygusal yüktür. Pek çok çift için, tedavi süreci duygusal olarak zorlu bir andır. Umut ve keyiften hayal kırıklığına, üzgünlüğe ve izolasyona varan duygular serisi, kısırlığa karşı üstün gelme sürecinde ortaya çıkabilmektedir. Gebelik elde etmek isteyen çiftlerin fiziksel ve sağlık anlamındaki durumlarına ek olarak duygusal durumları da tedavi sürecinde çok önemlidir.

Gebeliğe daha hızlı bir şekilde gitme imkanı tanıyan tüp bebek tedavisi, süreçler boyunca artan stres düzeylerinin azaltılmasına yardımcı olabilmektedir. Eğer duygular üstünlük kurmaya başlarlarsa, kliniğinizdeki danışmanlara hisleriniz ve karşılaştığınız zorluklar hususunda bilgi verebilir ve önerilerini alabilirsiniz.

Bazı durumlarda, çiftler için aşılama tedavisi en uygun tedavi olmayabilir. Aşılama tedavisi, hormonal dengesizlikler veya açıklanamayan kısırlık sahibi olan çiftler için iyi bir başlangıç noktası olabilir. Fakat tüp bebek tedavisi ise ciddi erkek kısırlığı, tıkanmış fallop tüpleri veya tekrarlayan düşükler ile karşılaşan çiftler için önerilebilmektedir.

Tedavinin gidişatı konusunda doğum uzmanlarının dikkate aldığı en önemli verilerden bir tanesi kadının yaşı olmaktadır. 30’larının sonunda veya 40’larının başında olan kadınlarda, birden fazla aşılama tedavisi ile vakit kaybetmemek için doğrudan tüp bebek tedavisine geçilebilir.

Tüp bebek embriyo transferi aşamasında yakalanan gebelik oranları kadınlar yaşlandıkça azalmaktadır ve bu nedenle prosedürlerin çok fazla vakit kaybetmeden uygulanmaları gerekmektedir. Doğurganlık üzerine yapılan araştırmalar sonucunda uzmanınız yaşınız ve size özel doğurganlık durumunu dikkate alarak seçenekleri sizinle değerlendirecektir.

4 –  Bilimsel Gelişmelerden Faydalanmak

Bazı durumlarda, çiftlerin çocuklarına geçmesini istemedikleri genetik sorunları olabilir yahut aşılama prosedürleri boyunca başarısızlıklar yaşamış, hatta sebepsiz düşüklerden muzdarip olabilirler. Sadece tüp bebekte uygulanabilen gelişmiş bir bilimsel teknik olarak embriyo genetik testi, bu tip vakalarda oldukça kullanışlı olabilmektedir. Bu prosedür ve test sayesinde embriyolardaki genetik ve kromozomal anomaliler tespit edilebiliyorlar, böylece transfer edilecek embriyolar arasından en sağlıklılar seçildikleri için çiftlerin sağlıklı bir bebek sahibi olma ihtimalleri de artıyor. PGD ve PGS olarak adlandırılan bu prosedür, “Pre-implantation Genetic Diagnosis and Screening” teriminin kısaltılmış hali.

Hangi Yaklaşımın Benim İçin En İyisi Olduğunu Nasıl Bilebilirim?

Size özel medikal geçmişiniz ve doğurganlık durumunuz üzerinde yapılacak incelemeler ile uzmanınız takip etmeniz gereken yolu size önerebilir. Her çiftin doğurganlık durumunun farklı olduğunu bilmek çok önemli.

Kısırlık az karşılaşılan bir durum değil ve yaştan bağımsız olarak çiftler bir şekilde bu konuda yardım almak istiyorlar. Erken başlamak ve doğru tavsiyeleri almak, bebek sahibi olma hayallerinize giden yolda size başarıyı getirecektir.