Her insan yaşamının bir döneminde bebek sahibi olmayı ister, bunu düşünür. Bazıları için bu çok kolay ve tam da istediği zamanda zahmetsizce gerçekleşirken, herkes onlar kadar şanslı olamayabiliyor. Zira günümüzde çocuk sahibi olmak isteyen pek çok kişi, uzun süre denediği halde bir gebelik elde edemiyor ya da gebelik gerçekleşse bile gebelik süresince yaşanan birtakım sorunlardan dolayı düşük, ölü doğum gibi bebek kayıpları yaşanabiliyor.
Bu tür durumlarda da tıp dünyasında yaşanan baş döndürücü gelişmeler sayesinde keşfedilen, geliştirilen üremeye yardımcı tedavi yöntemleri ile gebelik elde edebilmek ve canlı doğum yapabilmek mümkün oluyor. Ancak ne zaman kısırlıktan şüphe etmek gerekiyor, ne zaman üremeye yardımcı tedavi yöntemlerine başvurmak gerekiyor öncelikle bunları bilmekte fayda var.
Kısırlık nedir, kimler kısırlıktan şüphe etmeli?
Kısırlık, bir çiftin doğal yolla gebelik elde edememe durumudur. Ancak bir çiftte, kadın ya da erkeğin veya her ikisinin de kısırlığından bahsedilebilmesi için öncelikle belli bir süre boyunca düzenli olarak korumasız cinsel ilişki yaşanması ve bunun sonucunda bir gebelik elde edememiş olmak gerekir. Burada bahsi geçen “düzenli cinsel ilişki” her gün değil, arada bir değil, haftada 2 ya da 3 kez korumasız cinsel ilişkiye girmesidir.
35 yaşın altındakilerin yaklaşık 1 yıl boyunca, 35 yaşın üzerindekilerin ise ortalama 6 ay boyunca düzenli aralıklarla korumasız cinsel ilişkiye girmelerine rağmen gebelik elde edilemiyorsa kısırlık şüphesi ile doktora başvurmak gerekiyor. Bu sürecin sonunda daha fazla beklemek, zaman kaybetmek de önerilmez. Zira üreme yetisi yaşla birlikte azalmakta, sperm ve yumurtaların da hem kalitesi hem de sayısı ilerleyen yaşla birlikte düşmekte, özellikle de 35 yaş bu konuda önemli bir sınır olarak kabul edilmektedir.
Kısırlık olduğundan şüphe eden kişiler hangi adımları izlemeliler?
Yeterli süre içinde düzenli olarak korumasız cinsel ilişki yaşadığı halde gebelik elde edemeyen çiftlerin artık daha fazla vakit kaybetmeden bir doktora başvurmaları gerekiyor. Sadece kadın ya da erkek değil, çift olarak üroloji uzmanına gitmek bu konuda çok daha fazla yardımcı olacaktır. kısırlık şüphesi bulunan çiftin öncelikle genel sağlık durumu, geçirdiği hastalıklar, kullanılan ilaçlar, genetik öyküleri ele alınır ve ne kadar zamandır ne sıklıkta birlikte oldukları görüşülür. Elde edilen veriler hesaba katılarak çifte muayeneler, testler, tahliller yapılır. Alınan tüm verilerin ışığında erkekten, kadından ya da her ikisinden de kaynaklanabilen kısırlık hususu belirlenir.
Bazı çiftlerde ise tüm testler, tahlillere ve muayenelere rağmen kısırlığa sebep olabilecek herhangi bir faktör bulunamamaktadır. Bu tür bir durumda ise “sebebi belirlenemeyen kısırlık” durumundan bahsedilir ve bu grup tüm kısırlık vakaları arasında yaklaşık % 15’lik dilimle aslında hiç de az değildir. Eğer kısırlığa sebep olan herhangi bir faktör tespit edilemediği halde gebelik gerçekleşmiyorsa, en doğru yol üremeye yardımcı tedavi yöntemlerinin bir an önce uygulanmaya konmasıdır.
Kısırlık vakalarında kadında ya da erkekte var olan sorunun kaynağına göre bir tedavi yolu belirlenmektedir. Bu bağlamda genellikle erkekten en iyi kalitede spermleri elde edebilme, kadından en sağlıklı yumurtaları elde edebilme adına birtakım tedavi ve iyileştirme yolları uygulanmaktadır.
Kısırlık teşhisi konduğunda en sık olarak öncelikle yumurtlama ve aşılama uygulamaları, ardından ise tüp bebek tedavisi yoluna gidiliyor. Günümüzde tüp bebek tedavisinin kat ettiği teknolojik yol dolayısıyla da başarı oranı oldukça yüksektir. Hatta tüm dünyada en başarılı sonuçlar veren üremeye yardımcı tedavi yönteminin tüp bebek tedavisi olduğunu söylemek mümkündür.
Ancak tüp bebek tedavisi ve diğer tüm tedavi yollarının başarılı olabilmesinin en temel koşulu anne ve baba adaylarının öncelikle ruhsal açıdan sağlıklı olmaları ve bu kısırlık sorununa olumlu bir psikoloji ile yaklaşmalarıdır. Uzmanlar sürekli olarak kısırlık tedavisinde çiftin olumsuz yaklaşım ve tutumlarının başarıyı olumsuz etkileyeceğinin altını çizmekteler.
Kısırlık durumunda çifti mutsuz eden düşünce hataları nelerdir?
- Çok sayıda olumlu fikir yerine, tek bir olumsuz fikre odaklanmak!
Kısırlık durumu söz konusu olduğunda eğer çift hala üreme çağı içindeyse, yani erkeğin spermleri, kadının da yumurtaları tamamen bitmediyse (menopoza girmediyse) kesinlikle gebelik için çözüm bulunmaktadır. Bu bakımdan anne ve baba olabilmeyi çok isteyen çifte, başvurduğu doktorlardan 10 tanesi çok umutlu konuşmalar yaptığı halde, sadece 11. doktor bazı risklerden bahsettiğinde çift genellikle bu olumsuza takılıp kalmaya meyilli olur. Böyle bir durumda da yanlış ve olumsuz düşünme çiftin tedavilere yaklaşımı ve tedaviden başarılı bir sonuç elde etme şansını düşürebilir.
- Geleceğe dair olumsuz bir yaklaşım geliştirmek!
Çift, kısırlıktan şüphe edinceye kadar muhtemelen 6 ay, hatta 1 yıl süre ile gebelik elde etmeyi denemiş ve başarısız olunca da üremeye yardımcı tedavilere başvurmuştur. Bu bakımdan kısırlığa sebep olan etken her ne ise, daha tedaviye başlamadan önce bu sorunu ortadan kaldırabilecek bir yaklaşım uygulanmadıysa, yeni bir başarısız deneme olması olasıdır.
Bu durumda ilk tüp bebek denemesi başarısız olunca sanki bir daha denemeye gerek yokmuş gibi geleceğe dair olumlu olasılıkları da felaketleştirme çok yanlış bir tutum olacaktır. Tüp bebek tedavisinin ilkinde başarılı olamayan çifte uygulanan tedavi yolları sayesinde genellikle ikinci ya da üçüncü denemeden sağlıklı bir gebelik elde edebilmek çok mümkündür. Ancak çift genellikle olumsuz ve umutsuz bir tutum sergilemek eğiliminde olur.
- Duygulara bağımlı kalıp gerçeklerden uzaklaşmak!
Kısırlık sorunu yaşayan çift, muhtemelen uzun süredir sadece bunu düşünmekte ve her geçen gün ümitlerini yitirmektedir. Hal böyle olunca da aslında günümüzde pek çok tedavi yolu olmasına rağmen, tüm tedavi yöntemlerine olumsuz bir yargı ile, önyargı dolu yaklaşmak daha baskın gelebilir.
Böyle bir durumda aslında gerçekler çok daha ümit verir durumdayken, çift daha çok gerçeği yansıtmayan, hatta gerçeklerle ilgisi olmayan olumsuz duygularına yoğunlaşır. Bir süre sonra da bu duygularını gerçekmiş gibi, sanki yapılacak hiçbir şey yokmuş gibi algılamaya başlar. Oysaki bunların hiç biri gerçeği yansıtmamaktadır.
- Olumlu olanı yok sayıp, olumsuz olanı gerçekmiş gibi algılamak!
Kısırlık durumu söz konusu olduğunda, bu çiftin bir bebek sahibi olabilmesi için çok aşamalı ve çok faktörlü bir süreçten geçmek gerekecektir. Kadının yumurtlamasından, erkeğin sağlıklı bir sperm verebilmesi, döllenmeden, embriyonun rahme tutunabilmesi ve sonrasında gebelik sürecinin mümkün olan en sorunsuz şekilde gerçekleşmesi gibi pek çok aşama birbirini takip etmektedir.
İşte bu aşamalardan sadece birisi başarısız olursa, diğer hepsinin başarılı olmasının bir anlamı kaymayabiliyor. Böyle bir durumda da çift olumlu giden çok sayıda aşamaya değil, sadece olumsuz olan tek bir faktöre takılıp umutsuz ve mutsuz olabiliyor. Oysaki diğer faktörlerin hepsi olumluysa, olumsuz olan tek bir aşamayı da doktorlar kolaylıkla olumlu yönde değiştirebileceklerdir.
Kısırlığa sebep olan etken her ne olursa olsun bunu kişiselleştirmemek, kendini bunun için duygusal açıdan cezalandırmamak çok önemlidir. Tedavinin bir yerinde bir şeyler ters gitmiş ve başarısız olmuş olabilir. Bu durumda kendini eşine ve kendi çocuk isteğine karşı suçlu hissetmek, olumsuz bir benlik algısına kapılmak kesinlikle çok yanlış ve tedavi sürecini olumsuz etkileyecek bir yaklaşımdır. Zira üremeye yardımcı tedavilere ihtiyaç duyan binlerce çift var ve aslında bunların neredeyse hepsi için de bir tedavi yolu var.