Gebe kalan kadınlara sıkça söylenip durulan ya da uyarı niteliği taşıyan şey şudur: Bebek sahibi ol ve istemediğin diğer şeylerin yanı sıra ödün verilmiş bir hayat sürmeye hazır ol. Bu uyarının altında yatan varsayım, doğum nedeniyle pelvik tabanın çökmeye mahkum olduğu düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Ancak bu, yanlış bir düşüncedir.
Pelvik tabanınız bir kastır ve egzersize ihtiyacı vardır. Vücudunuz, bir çocuğu büyütmek ve onu doğurmak için pek çok fiziksel fedakarlıkta bulunacak. Bazen de gebelik, doğuma bağlı travma ya da mevcut diğer koşullar nedeniyle doğumun etkileri, doğum sonrası dönemden sonra, belki de ömür boyu sürecektir.
Kompleks geçmeyen pek çok normal ve sezaryen doğumdan sonra gülerken ya da öksürürken idrar kaçıracağınız söylemi bir efsanedir. Pelvik tabanınıza uygulayacağınız özel tedavi ile idrar kaçırmanın önüne geçebilirsiniz.
Pelvik tabanı, vücuttaki diğer kaslar gibidir (ancak çok daha harikadır çünkü çok fazla şey başarır). Pelvik tabanın, vajinaya bağlı olduğu düşüncesini aşın ve onun kol kası ya da diz gibi nasıl tepki verdiğini, iyileştiğini ve ilgi gösterilmeyi hak ettiğini görmeye başlayın.
Pelvin taban, vücudun son derece önemli bir parçasıdır. Gebe kalmadan önce bile herkes bunun farkına varmalıdır.
Pelvik taban nedir?
Pelvik taban mesane, üretra, vajina, anüs ve rektuma bağlanan perineal bölgeye yerleşmiş bir hamak gibidir. Mesane, bağırsaklar ve rahim, pelvik tabanın üstünde durur ve pelvik taban, kasık kemiğinizden kuyruk sokumunuza kadar önden arkaya ve bir yandan diğer yana uzanır.
Pelvik taban, aşağı ve yukarı hareket edebilir; bunu üretranın, vajinanın ve anüsün aşağı yukarı hareketini yönlendirerek görebilirsiniz. Pelvik taban aynı zamanda bol miktarda bağ dokusu ve fasya bulundurur.
Diğer bir deyişle pelvik taban çok önemlidir. İdrar yaparken, dışkılarken, seks yaparken, orgazm olurken, ayağa kalkarken, otururken, egzersiz yaparken; yani neredeyse her şeyi yaparken pelvik tabanı kullanırsınız. Aynı zamanda pelvik taban, gebelik kilosu ve normal doğum travması (ya da planlanmamış sezaryenden önce ıkınma sırasında) ile esnediği, uzadığı ve yumuşak doku hasarı yaşadığı için bunlardan büyük ölçüde etkilenir.
Pelvik Taban Hakkında Bilmeniz Gerekenler
- Doğum sonrası idrar tutamamak bir süre için normaldir
Pelvik tabanınızın gebelik ve doğumda yaşadığı şeyler göz önüne alındığında zayıflamış olur. Bu nedenle doğum sonrası ilk 6 haftaya kadar özellikle gülerken ya da öksürürken idrar kaçırma sorunu yaşayabilirsiniz.
Yaralanma geçirdiyseniz ya da ikinci derece ve daha fazla yırtığınız olduysa doğum sonrası süreçte üç aya kadar idrar kaçırma sorunu yaşayabilirsiniz. Bu, istenen bir durum değildir. Bu yüzden pelvik tabanda yırtılma ya da doğrudan bir yaralanma yoksa idrar kaçırmanın üç aya kadar sürmemesi gerekir.
- Bebek sahibi olduktan sonra vajinanın gevşemesi nadir olarak görülür
Doğum sonrası vajinanın gevşediği doğru değildir. Bu durum, çok nadir olarak görülmektedir. Pelvik tabanın kas tonusu oldukça yüksektir.
Pelvik taban kasları gebelikte uzar ve doğumla birlikte esner. Bu kaslar doğumdan sonra genelde karşılık olarak sıkışır. Ikınmanın uzaması, yırtılma, dikiş ve/veya epizyotomi, sadece bölgede ek olarak inflamasyon ve baskı meydana geldiğinde gerginliği arttırır.
- Perineal ağrı yaygın olarak görülse de normal değildir
Bir kişinin, gebelik ve doğum sonrası süreçte yaşayabileceği çok farklı perineal ağrı çeşitleri bulunmaktadır. Gebelik sırasında 24 saatten uzun süren ağrı -sadece belli bir hareketi gerçekleştirirken olsa bile- kabul edilemez bir durumdur ve ilgilenilmesi gerekir. Doğum sonrası süreçte değişkenlerin sayısı göz önüne alındığında belli bir zaman çizelgesi belirlemek zordur.
İyileştikten ve normal sayılabilecek aktiviteleri yapmaya başladıktan sonra, yani bebek doğduktan sonra birkaç hafta ya da birkaç ay sonra- görülen kalıcı ağrı ve rahatsızlıkların göz ardı edilmemesi önemlidir.
Jinekoloğunuzla ve/veya pelvik taban konusunda uzmanlaşmış ve güvenilir bir uzman ile bu konuyu konuşun.
- Kegel egzersizleri her duruma uygun değildir
Kegel egzersizleri her derde deva değildir. Hatta, özellikle de pelvik tabanınızı tutmanızın tek yolu buysa yararlı olmaktan çok zararlı da olabilirler.
İdrar kaçırma konusunda stres yaşıyorsanız her yerde bulabileceğiniz Kegel egzersizlerini yapmanız yetersizdir. Pek çok insanın pelvik tabanın alt kısmını değil üst kısmını çalıştırması gerekmektedir. Dokuyu gevşetmek ve rahatlatmak için elinizle çalışma yapmanız gerekir. Kegel egzersizleri uygun olsa bile hastaya sadece Kegel egzersizi yaparak sorunu çözmesi beklenmemelidir.
Örneğin, bacaklarınızdaki dörtlü kas grubunuz sıkı olsaydı onu daha da güçlendirmeye devam eder miydiniz? Hayır, etmezdiniz.
Bazen kasları güçlendirmek gerekse de bazen de esnetmek gerekir. Pelvik tabanınız için de aynı şey geçerlidir, sadece bunu yapması biraz zordur. Kadınlara Kegel egzersizi yapmaları söylendikten sonra bu işe yaramazsa mesaneye askı ameliyatı yapılır. Ancak bu iki seçenek arasında başka seçenekler de vardır ve bu noktada pelvik taban için fizik tedavi gerekir.
- İyileştikten sonra cinsel ilişki acı verici olmamalıdır
Sonuç olarak ilişki için hazır olmanız gerekir. Ancak hazır olmanız tamamen öznel bir durumdur. İnsanlar bebek sahibi olduktan sonra tekrar cinsel ilişkiye girmek için çok fazla baskı hissediyorlar. Ancak herkesin deneyimi çok farklıdır ve herkes farklı şekilde iyileşir.
Hormonlara bağlı vajinal kuruluğun (olası bir ihtimaldir) yanı sıra yırtılma ve/veya epizyotomi de iyileşme süresini ve konforu etkileyebilir ve skar doku, birleşme sırasında ağrıya neden olabilir.
Pelvik taban, herhangi bir girişe olanak tanımak için gevşemelidir. Bu ayrıca orgazmla da ilgilidir. Pelvik taban kasları çok gerginse ya da kas tonusu yüksekse orgazm olma konusunda daha fazla sorun yaşayabilirsiniz. Kaslar o kadar güçlü değilse birleşme sorun olmaz, ancak orgazmda sorun olabilir.
- Uyarı işaretleri sessiz olabilir
Pelvik taban hasarı ya da pelvik taban kaslarının zayıflaması her zaman aynı şekilde kendini göstermez. Sadece çok ekstrem vakalarda fıtık görülür ya da silerken sarkma hissedilir.
Doğumdan yaklaşık altı hafta sonra aşağıdaki belirtilerinden herhangi birini yaşıyorsanız doktorunuzdan randevu alın:
- Perineal bölgede ağırlık hissi
- Perineal bölgede baskı
- Otururken ortada bir şey olmasa da bir şeyin üzerine oturma hissi
- İdrar yaptıktan sonra sızıntı
- İdrar yapmada zorluk
- Sürekli kabızlık
- Dışkı katı ve sıkı olmasa da bağırsakları harekete geçirmede zorluk
- Pelvik taban fizik tedavisi yakın temasla yapılır ancak invazif olmamalıdır
Evet, pelvik taban uzmanı ile çalışıyorsanız, pelvik tabanınız üzerinde çalışmak için vajinadan geçilmesi gerekecektir. Pelvik tabanın, vücuttaki diğer kaslar gibi rahat konuşulmasının ve tedavi edilmesinin önündeki en büyük engel budur.
Endişeleriniz varsa şunu unutmayın: Terapi, doktor muayenesi gibi geçmez. Spekulum ya da ışıklar kullanılmaz.
Terapide en zor olan şeylerden parmak ile değerlendirme olsa da bu, pelvik tabanın ne kadar güçlü olduğunu görmek ve kasılma durumunda ne kadar dayanabileceğini anlamak, yani gücünüzü ve dayanıklılığınızı görmek ve ne kadar gevşeyebildiğinizi değerlendirmek için önemlidir.
Her terapide aynı şeyler yer almayacaktır. Terapistiniz, ihtiyaçlarınıza göre fiziksel egzersizler, görselleştirme teknikleri ve vücut hareketi/duruşu üzerinde sizinle birlikte çalışabilir.
- Pelvik taban sorunları ortaya çıkmadan önce bir terapist ile görüşebilirsiniz
Omzunuzdan bir ameliyat geçirmiş olsanız, eve gidip tedavi sürecinizi kendiniz gerçekleştirir ve doktorunuzu sadece altı hafta sonra bir kez mi görürdünüz? Tabi ki hayır. Birkaç haftalık toparlanma sürecinden sonra fizik tedavi sürecine başlayabilirsiniz.
Maraton koşan insanlar kendileri ile doğum yapan kadınlardan daha fazla ilgileniyorlar. Herkes, doğumdan sonra pelvik taban için terapi görmelidir, çünkü 40 hafta boyunca vücut inanılmaz derecede değişir. Doğumdan sonraki saatler veya günler içinde ise büyük bir karın ameliyatı (sezaryen) geçirmeden bile vücut yine çok farklı olur.
Pelvik taban uzmanına “Merkezim nasıl? Pelvik tabanım nasıl?” gibi sorular sorun. Bu soruların hepsi cevaplandırılabilir. Bu nedenle emin hissetmediğiniz konularda yardım istemekten çekinmeyin.