Günümüzde tüp bebek tedavisi, neredeyse tüm kısırlık faktörleri için uygulanabilecek en etkili tedavidir.
Tüp bebek tedavisinde süreç kontrollü bir şekilde ilerlemektedir. Bu tedavide yumurtalıkların uyarılması, yumurtaların yumurtalıklardan toplanması, embriyoloji laboratuvarında yumurtanın döllenmesi ve en iyi kalitedeki embriyoların rahme transfer edilmesi gibi adımlar yer almaktadır.
Tüp bebek tedavisinde ileri teknolojiler kullanılsa dahi ne yazık ki tüp bebeğin ilk denemelerde başarısız olma ihtimali bulunmaktadır. Tüp bebek tedavisi gördükten sonra negatif hamilelik testiyle karşılaşmak oldukça üzücü olsa da bu tedavinin yüzde 100 başarı sağlamadığının ve bazı durumlarda tekrar denemeniz gerektiğinin farkında olmanız gerekir.
Tüp bebek tedavisi görürken ilk denemenizde başarılı olmamanız bazen ne sizden ne de başvurduğunuz merkezden kaynaklanmıyor olsa da kendiniz için en uygun merkezi seçtikten sonra başarı şansınızı arttırmak için dikkat edebileceğiniz bazı şeyler bulunmaktadır.
İlk tüp bebek tedavinizde hamile kalmanız üzerinde etkili olabilecek faktörlere aşağıda göz atabilirsiniz.
- İlk tüp bebek denemesini erken yaşlarda yaptırmak
Kadının yaşı ilerledikçe doğal yollardan ya da kendi yumurtalarıyla hamile kalma olasılığı azalmaktadır. Hatta yaş ilerledikçe tüp bebek tedavisinin masrafı da artmaktadır. Özellikle 40 yaş ve sonrasında bebek sahibi olmak için tekrar tekrar tüp bebek tedavisi görmek gerekebilir.
Hamilelik ve tüp bebek tedavisi söz konusu olduğunda genelde 40 yaşın vurgulanmasının nedeni, kadının o yaşa kadar doğurganlığını koruyup sonrasında aniden kaybetmesi değildir. Kadının doğurganlığı aslında 28 yaşlarında azalmaya başlar. 35 yaşından sonra daha hızlı bir şekilde azalmaya başlar ve 39 ila 42 yaşları arasında ise daha hızlı azalır. Genel olarak söylemek gerekirse kadının doğal yollardan hamile kalma ihtimali menopozdan yaklaşık on yıl önce biter.
30 yaşında sağlıklı ve doğurgan bir kadının her ay hamile kalma şansı yüzde 20 civarında olmaktadır. Kadın 40 yaşına geldiğindeyse bu oran yüzde 5’e kadar düşer.
Kadın doğurganlığında görülen bu azalmanın nedeni yumurtaların kalitesi ve sayısı ile ilgilidir. Kadınlar, doğduklarında hayat boyu sahip olacakları yumurtalar ile doğarlar. Bu yumurtaların bir kısmı hiçbir zaman olgunlaşamaz. Hatta en doğurgan olunan yıllarda dahi yumurtaların neredeyse yarısında kromozom anomalileri bulunmaktadır. Yaş ilerledikçe genetik kusurlara sahip yumurtaların sayısı azalır. En sonunda ise ortada bebek sahibi olmak için hiç yumurta kalmaz.
Kendi yumurtalarıyla hamile kalmak isteyen kadının doğurganlığındaki azalma, tüp bebek tedavisinden alınacak sonucu da etkiler. Öyle ki 2012 yılında, ABD’de bulunan Yardımcı Üreme Teknikleri Topluluğu’nun (SART) yaptığı bir araştırmaya göre 35 yaşın altındaki kadınların yüzde 47’sinde embriyo transferi başarılı olmuştur. 35 ila 37 yaş arasındaki kadınlarda canlı doğum oranı yüzde 38 iken 38 ila 40 yaşları arasında ise bu oran yüzde 28 olmuştur. 41-42 yaşlarına gelindiğinde başarı oranı yüzde 16’ya düşmüştür. 42 yaşın üzerinde ise kadınların yüzde 6’sı bebek sahibi olabilmiştir.
35 yaşın üzerindeyseniz ve tüp bebek tedavisi görmek istiyorsanız, yumurta kaliteniz ve sayınız, tüp bebek tedavisi masraflarınızı ve başarı şansınızı etkileyecektir. Doktorunuz ve tedavinize yardımcı olan diğer uzmanlar, kanınızdaki FSH, östrojen ve AMH seviyelerini ölçecek ve buna göre yumurtalık rezervinizi değerlendirecektir. Yüksek FSH seviyeleri ya da düşük AMH seviyeleri, yumurtalık rezervinizin düşük olduğunun işaretçisi olabilir.
Tüp bebek tedaviniz için doktorunuz test sonuçlarınızı değerlendirerek size özel bir tedavi planlayacaktır. Tedavi sırasında yumurta üretiminizi arttırmak gibi çeşitli amaçlarla ilaç kullanmanız gerekecek ve bunlar, tüp bebek tedavinizin masrafının bir kısmını oluşturacaktır. Yaşınız ilerledikçe daha fazla ilaç kullanmanız gerekeceği için tüp bebek döngüsü masraflarınız da artacaktır.
- Yumurta rezervi düşüklüğü için test yaptırmak
Yumurta rezervi düşüklüğü genelde kadının yaşıyla ilgili olmakla birlikte ilk tüp bebek tedavinizde bu konunun neden önemli olduğunu anlamanız ve tedavi zamanlamanızın önemi hakkında bilgi sahibi olmanız için bu konuyu ayrıca açıklamak gerekir.
Yumurta rezervi, kadının sahip olduğu yumurtaların sayısı ve kalitesine göre yumurta hücrelerinin belirlenmesini ifade etmektedir. Yumurta rezervi düşüklüğü ise yumurta sayısının az olması ya da var olan yumurtaların kalitesinin düşük olması nedeniyle doğurganlığın azalmasını ifade eden durumdur.
Yumurta rezervi düşüklüğü, yaşlanma sürecinin bir parçası olarak doğal olarak gerçekleşebildiği gibi genetik kusurlar, üreme sistemine zarar veren agresif tıbbi tedaviler ve bazı ameliyatlar nedeniyle de gerçekleşebilmektedir. Pek çok vakada yumurta rezervine neden olan faktör belirlenememektedir.
Yumurtalık rezervi az olan kadınların tüp bebek tedavisinde başarı oranları düşük olabilir. Yumurtaların az ya da kalitesiz olması nedeniyle doğal yollarla hamile kalmak zor olabildiği gibi tüp bebek başarısı da azalabilmektedir.
Yumurta rezervi bir nevi biyolojik saat olarak da düşünülse de bu saat, kadından kadına değişiklik göstermektedir. Bazı kadınlarda doğurganlık 40 yaşlarına kadar devam ederken bazılarında ise 20’li yaşlarda azalmaktadır.
Kadınlar doğdukları zaman yaklaşık 2 milyon yumurtaya sahiptir. Bu yumurtalar sürekli olarak kaybedilir ve ergenlik döneminde gelindiğinde geriye yalnızca 400 bin kadar yumurta kalır. Kadının 30’lu yaşların sonuna gelmesiyle birlikte bu sayı 27 binlere kadar düşer. Yumurtalıklarda yalnızca bin civarı yumurta kaldığında ise menopoz başlar.
Yumurtalık rezervinin azalmasına neden olan faktörlerin genel olarak şunlar olduğu düşünülmektedir:
- Sigara kullanımı
- Genetik anomaliler
- Kanser tedavisi gibi agresif tedaviler
- Yumurtalık ameliyatı
- İdiopatik (belli bir neden olmaması)
Yumurtalıkların yaşlanmasını engellemek ve yumurta rezervinin azalmasını önlemek mümkün olmasa da yardımcı üreme teknikleri ile bebek sahibi olmanız mümkün olabilir.
Yumurta rezervi düşüklüğü aldığınızda doğurganlığınızı korumak için hemen adım atmak isterseniz, bunun için yardımcı üreme tekniklerine başvurabilirsiniz. Tüp bebek tedavisi ile hemen hamile kalmaya çalışmayı deneyebileceğiniz gibi yumurtalarınızı dondurarak ileride kullanmak üzere saklayabilirsiniz.
Yumurta rezervi düşüklüğü yaşayan kadınlar için seçeneklerden bir diğer süperovulasyon olmaktadır. Bu tedavide kadının birden fazla yumurta üretebilmesi için kadına bazı hormonlar enjekte edilir. Yumurtalar toplandıktan sonra dondurularak saklanabileceği gibi doğrudan tüp bebek tedavisinde de kullanılabilir.
- Kilo vermek
İlk kez tüp bebek tedavisi görecekseniz, tedaviye başlamadan önce normal kilonuzda olduğunuzdan emin olmak isteyebilir ve bu sayede hamile kalma şansınızın artmasına yardımcı olabilirsiniz.
Obezite ile yumurta kalitesi arasında ilişki olduğunu gösteren araştırmalar bulunmaktadır. Bu araştırmalardan hareket ederek aşırı kilolu kadınların, kendi yumurtaları ile hamile kalmalarının daha zor olduğunu söylemek mümkün. Ayrıca obezite halinde tüp bebek tedavisi sırasında daha fazla ilaç kullanılması gerekebilir.
Aşırı kilolu olmak ve doğurganlığın azalması ilişkili oldukları için tüp bebek tedavisi görmeden önce bu ilişkinin farkında olmanız gerekir. Kilonuz, doğurganlığınızı etkiliyorsa kilo vererek normal bir şekilde yumurtlamaya başlayabilir ve hatta tedaviye ihtiyaç duymayabilirsiniz. Ancak tabi ki doğurganlığınızı etkileyen başka faktörler de olabileceği için durumunuz hakkında önce doktorunuzla konuşmalı ve buna göre bir tedavi planı belirlemelisiniz.
- Sigaradan uzak durmak
2005 yılında yapılan “Effects of subfertility cause, smoking and body weight on the success rate of IVF (Kısırlık sebebinin, sigaranın ve kilonun tüp bebek başarısı üzerindeki etkileri)” isimli araştırmaya göre sigaranın, tüp bebek yoluyla hamile kalma üzerinde büyük etkileri bulunmaktadır.
Araştırmaya göre sigara içen ve aynı zamanda tüp bebek tedavisi gören kadınların tedavi başarıları daha düşük oluyor. Araştırma, bir yıl boyunca günde bir adetten fazla sigara içmenin, kadının tüp bebek tedavisi sonucu canlı doğum yapma olasılığını yüzde 28 oranında düşürüyor. Bu fark yaklaşık olarak 20 yaşındaki bir kadın ile 30 yaşındaki bir kadının doğurganlığı arasındaki farka eşit.
Araştırmada ele alınan kısırlık faktörleri arasında fallop tüpleriyle ilgili sorunlar, erkek kısırlığı, açıklanamayan kısırlık ve diğer faktörler yer almaktaydı. Araştırmaya göre açıklanamayan kısırlık sorunları yaşayan kadınlarda en büyük faktörün sigara olduğu bulundu ve sigara içmeyenlerde canlı doğum oranının yüzde 20,7 ve sigara içenlerde ise yüzde 13,4 olduğu görüldü.
Sigaranın doğurganlığı tam olarak nasıl etkilediği bilinmiyor olsa da sigarada bulunan kimyasalların, rahim içi tabaka üzerinde toksik etkileri olabileceği düşünülüyor.
- Blastokist transferi yaptırmak
Döllenme gerçekleştikten sonra tüm embriyolar büyüyüp gelişmez. Embriyolardan bazıları bozulur ve bazıları ise birkaç gün geliştikten sonra gelişmeleri durur. Tüp bebek tedavisinde embriyo transferi yapılmadan önce kaç gün bekleneceği değişiklik göstermektedir. Tedavide genelde 3 günlük embriyolar ya da 5 günlük embriyolar transfer edilir.
Embriyoların daha uzun süre gözlenmesi, hangi embriyoların en sağlıklı olduğuna yönelik karar verme konusunda yardımcı olabilir. 5 günlük embriyolar, blastokist olarak isimlendirilir ve bunlar, 3 günlük embriyolara göre daha uzun süre gözlemlendikleri için tercih edilebilir. Ancak elbette kaç günlük embriyoların daha iyi olacağı konusunda doktorunuzun verdiği karar daha sağlıklı olacaktır.
- En doğru tüp bebek merkezini seçmek
Tüp bebek tedavisinde başarı oranlarını doğru bir şekilde anlamayan çiftler genelde ilk denemedeki başarısızlıkla hayal kırıklığına uğramakta ve sürekli doktor ve hastane değiştirmektedir. Bunu yapmak yerine güvenilir bir merkez bulmalı ve hamile kalana kadar 2-3 tüp bebek döngüsüne ihtiyaç duyabileceğinizi kabul etmelisiniz. Güvenilir bir merkez bularak aynı doktor ile tedaviye devam etmeniz, doktorunuz tedavi sürecinizle ilgili olarak gerekli bilgilere sahip olduğu için sonraki tedavinizde alınacak kararları kolaylaştıracaktır.
En iyi tüp bebek merkezini bulmak için laboratuvarın en son teknolojilere sahip olup olmadığı, embriyologların ve doktorların kimler olduğu, süreç hakkında bilgilendirilmenin iyi olup olmadığı ve kliğin başarı oranları gibi konular ile ilgili olarak bilgi sahibi olmalısınız.
Tüp Bebek Tedavisi Aşamaları
İlk kez tüp bebek tedavisi görecekseniz, bu sürecin nasıl işlediğini ve hamileliğin tam olarak nasıl gerçekleşeceğini anlamak için tüp bebek tedavisi aşamaları hakkında daha fazla bilgi sahibi olmanız faydalı olacaktır.
“2022yılı güncel tüp bebek fiyatları” için yazımızı okuyabilirsiniz.
Tüp bebek tedavisindeki aşamalar şu şekildedir:
- Tüp bebek tedavisinde ilk aşamada kadının doğal adet döngüsünde değişiklikler yapılır. Kısırlık ilaçları sayesinde tedavinin bir sonraki aşaması daha etkili hale gelir. Bu ilaçlar genelde enjeksiyon şeklinde uygulanır ve iki hafta boyunca kullanılır.
- Sonraki aşamada yumurtalıklar, daha fazla yumurta üretmeleri için teşvik edilir. Bu aşamada FSH hormonu ile yumurtalıklarınız daha fazla yumurta üretir ve bu sayede daha fazla yumurta toplanabilir. Daha fazla yumurta toplanması halinde ise rahminize transfer edilecek embriyoların elde edilmesi şansınız artar.
- Yumurtalar toplanmadan önce süreç kontrol edilir. Vajinal ultrason ile yumurtalıklarınız kontrol edilebileceği gibi kan testi yapılması da gerekebilir. Yumurtalarınız toplanmadan hCG ya da çatlatma iğnesi sayesinde yumurtalarınızın olgunlaşması tetiklenir.
- Bir sonraki aşamada yumurtalarınız toplanacaktır. Bu işlem sırasında ince bir iğne ve ultrason yardımıyla yumurtalar toplanır. Bazı kadınlarda yumurta toplandıktan sonra ufak miktarda vajinal kanama ya da kramp görülebilir.
- Toplanan yumurtalar, erkeğin spermi ile bir araya getirilerek yumurtanın döllenmesi beklenir. Bazı vakalarda tek bir sperm alınarak tek bir yumurtaya enjekte edilir. Döllenen yumurtaların laboratuvar ortamında büyümeleri beklenir ve transfer için uygun olan embriyolar seçilir.
- Son aşama, embriyoların transfer edilmesidir. Bu işlemde kateter adı verilen ince bir tüp kullanılarak embriyo ya da embriyolar rahme transfer edilir. Tüp bebek tedavisinde kaç tane embriyo transfer edileceği kadının yaşına ve daha önce kaç kez tüp bebek tedavisi gördüğüne göre değişiklik göstermektedir:
37 yaşın altındaki kadınlar: İlk kez tüp bebek tedavisi görenlere yalnızca bir adet embriyo transfer edilir. İkinci kez görenlerde de genelde bir embriyo transferi yapılır. Ancak doktorunuzun önerisine göre iki embriyo da transfer edilebilir. Üçüncü kez tedavi görmeniz durumunda ise iki embriyodan fazlası transfer edilmemelidir.
37-39 yaş arasındaki kadınlar: İlk kez ya da ikinci kez tüp bebek tedavisi gören kadınlara bir adet embriyo transfer edilir. Ancak çok kaliteli embriyolar bulunmuyorsa iki embriyo da transfer edilebilir. Üçüncü kez tedavi görmeniz durumunda ise iki embriyodan fazlası transfer edilmemelidir.
40-42 yaş arası kadınlar: İki embriyo transfer edilebilir.
Tüp bebek tedavisi sonucu geriye uygun ve kullanılmamış embriyolar kaldıysa, gelecekte ihtiyaç olması durumunda kullanılması için bunları dondurmayı tercih edebilirsiniz.
İlk kez tüp bebek tedavisi yaptıracak olan çiftler, tedavide erkeğin rolünü de merak etmektedir. Kadından yumurta toplanacağı zaman erkeğin de taze sperm örneği sağlaması istenir. Erkekten alınan spermler yüksek hızda yıkanarak en sağlıklı ve en aktif spermlerin seçilmesi sağlanır ve sonrasında tüp bebek tedavisinde bu spermler kullanılır.
Tüp bebek tedavisinde tüm aşamalar tamamlandıktan sonra iki hafta kadar beklemeniz gerekir. Bu iki haftalık bekleme sürecinin aslında 10 gün olduğu söylenebilir. Bu süre içerisinde genelde dengeli beslenmeniz ve alkolden uzak durmanız istenir. Süre dolduktan sonra kliniğe gitmeniz ve hamilelik için test yaptırmanız gerekecektir.
Tüp Bebek Tedavisinde Başarı Şansını Arttırmak için Ne Yapmalı?
Tüp bebek tedavisinde 35 yaşın altındaki kadınlarda başarı şansı yaklaşık olarak yüzde 50 olmaktadır. Kadının yaşı ilerledikçe tüp bebek tedavisi ile başarılı olma şansı azalacaktır.
Özellikle ilk kez tüp bebek tedavisi görecek kişiler, tedavinin yüzde 100 başarı sağlayacağı gibi bir yanılgıya sahip olabilmektedir. Ancak tıpkı doğurganlık gibi tüp bebek tedavisi de çeşitli faktörlerden etkilenmektedir. Örneğin, kadının yaşı, rahminin ne durumda olduğu, yumurtalık rezervi, erkeğin sperm kalitesi ve diğer biyolojik ve hormonal durumlar, tüp bebek başarısı üzerinde etkili olacaktır.
Çiftler detaylı bir şekilde değerlendirilerek en uygun tedaviye karar verilecektir. Bu nedenle doktorunuzun öncelikle kısırlığın altında bulunan nedeni anlaması gerekecektir. Kısırlığınız ve buna neden olan faktörler hakkında ne kadar fazla bilgiye sahip olursanız, tüp bebek tedavisinden elde edeceğiniz sonuçlar ile ilgili o kadar gerçekçi fikirlere sahip olabilirsiniz.
İlk kez tüp bebek tedavisi yaptıracaksanız, tüp bebek tedavisi başarısını arttırmanın yolları olup olmadığını merak ediyor olabilirsiniz. Yalnızca ilk tedavinizde değil, tüp bebek tedavisinde genel olarak başarı oranınızı arttırmak için aşağıda yer alan 10 maddeye dikkat edebilirsiniz.
- Sağlıklı kilonuzda olun
Doğurganlık ve tüp bebek tedavisinde sağlıklı kiloda olmak çok önemlidir. Obez ya da zayıf olmak, hamile kalmayı zorlaştırabilmekte ve tüp bebek tedavisi başarı oranını etkilemektedir. Aşırı kilolu olunması halinde tüp bebek sırasında yumurtalıkları kontrol etmek de zor olabileceğinden yumurta toplanma sürecinde komplikasyonlar meydana gelebilir.
Bu nedenle tedavinize başlamadan önce bir uzman yardımıyla beslenme düzeninizde ve aktivite seviyenizde değişiklikler yapmanız iyi olacaktır.
Diyetisyen yardımı ile beslenme düzeninizde yanlış olan şeyleri düzeltebilir ve egzersizin de katkısıyla kilo hedefinize ulaşabilirsiniz.
- Sperm sağlığını en iyi seviyeye çıkarın
Multivitaminler kullanmak ve sağlıklı kiloda olmak, slip külot yerine boxer kullanmak gibi şeyler, sperm kalitesinin artmasına yardımcı olabilir. Ayrıca tüp bebek tedavisi sırasında sperm sayısını ve kalitesini arttırmak için erkeğin de birtakım ilaçlar kullanması gerekebilir.
Bazı durumlarda spermin doğrudan testislerden alınması da faydalı olabilmektedir. Erkeğin sperminde bir sorun olup olmadığının anlaşılması açısından çeşitli değerlendirmeler yapılması ve herhangi bir anormallik olup olmadığının tespit edilmesi oldukça önemlidir.
- Doktorunuzu ve tüp bebek merkezini iyi seçin
Doktorunuzu seçerken uzmanlığına ve deneyimine bakmanız elbette önemlidir. Ancak kendinizi yanında rahat hissedebileceğiniz ve rahat iletişim kurabileceğiniz bir doktor seçmeniz de aynı ölçüde önemlidir.
Doktorunuz, tüp bebek tedaviniz boyunca size bu duygusal yolculukta eşlik edecek olan kişi olacaktır. Bu nedenle arkadaşlarınızdan ya da ailenizden tavsiye alabilir ve sonrasında kendi araştırmanızı yaparak doktorunuza karar verebilirsiniz.
Bununla birlikte araştırmanızı internetten yapacaksanız, okuduğunuz yorumlardaki başarıların ya da başarısızlıkların herkes için geçerli olduğunu unutmayın. Bu nedenle doktorunuzu ve seçeceğiniz merkezi objektif bilgilere dayanarak değerlendirmeye çalışın.
- Stresinizi azaltın
Uzun süreli stres, doğal yollarla ve yardımcı tekniklerle hamile kalabilme olasılığınızı etkileyebilir. Tüp bebek tedavisi sırasında çiftler genelde stresli olurlar ve bunu engellemek pek kolay değildir. Ancak bazı gevşeme teknikleriyle stresinizi kontrol altında tutmaya çalışabilirsiniz.
- Sigarayı bırakın
Sigaranın hem doğurganlığı hem de tüp bebek tedavisini etkilediğinden bahsetmiştik. Sigara, tüp bebek tedavisi sırasında içildiğinde yumurta ve spermi etkileyebileceği için bebek sahibi olma olasılığınızı önemli ölçüde azaltabilir.
Bununla birlikte sigarayı bırakmak bir stres faktörü olduğu için kendi başınıza bırakmak yerine arkadaşlarınızdan ve ailenizden destek almayı veya bir uzmana danışarak yardım almayı deneyin.
- Takviyeler kullanın
DHEA ve COQ10 gibi takviyelerin hem yumurta kalitesi hem de sayısı üzerinde etkili olduğunu gösteren araştırmalar bulunmaktadır. Doktorunuzla konuşarak sizin için uygun takviyeler hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Ayrıca çok sayıda yetişkin, D vitamini eksikliği yaşadığı için D vitamini seviyelerinizi de kontrol ettirmeyi düşünebilirsiniz. D vitamini ile doğurganlık ve dolayısıyla tüp bebek tedavisi arasında ilişki olduğunu gösteren bazı araştırmalar vardır. Bu nedenle D vitamini seviyelerinizi kontrol ettirebilir ve gerekirse doktorunuzun tavsiyesiyle takviye kullanabilirsiniz.
- İntrasitoplazmik sperm enjeksiyonunu deneyin
Sperm ile ilgili sorunlarda çeşitli yöntemler kullanılabilmektedir. Böyle bir durumla karşı karşıyaysanız, intrasitoplazmik sperm enjeksiyonunu deneyebilirsiniz. Normal tüp bebek tedavisinde döllenme, petri kabında gerçekleşir. Bu durumda spermin yumurtaya kendisinin ulaşması gerekir.
Sperm kalitesinin düşük olduğu durumlarda tüp bebek yoluyla hamile kalma şansının arttırılması için intrasitoplazmik sperm enjeksiyonundan faydalanabilirsiniz. Bu yöntemle tek bir sperm alınıp yumurtaya enjekte edilerek sürecin daha net olması ve döllenme şansının daha yüksek olması sağlanır.
- Kapsamlı kromozom taraması yaptırın
Kapsamlı kromozom taraması, embriyoyu gözlemlemek için kullanılan yöntemlerden bir tanesidir. Bazen embriyonun görünüşü düzgün olsa da kromozom bakımından anomaliler olabilir ve tüp bebek döngüsü başarısız olabilir veya düşük görülebilir. Bu ihtimali azaltmak için kapsamlı kromozom taraması hakkında doktorunuza danışabilir ve neler yapabileceğinizi konuşabilirsiniz.
- Alkol tüketmemeye çalışın
Tüp bebek tedavisi stresli bir süreç olduğu için bazen alkol tüketimini teşvik edebilmektedir. Tüp bebek tedavisi sırasında alkol tüketiminin, tüp bebek başarısı üzerinde negatif etkileri olabilmektedir. Bu nedenle tedavi sırasında alkol tüketmemeye çalışın.
- Uykunuza dikkat edin
Uyku ve doğurganlık arasında oldukça yakın bir ilişki vardır. Bu nedenle yeteri kadar uyumanız, tüp bebek tedavinizi desteklemeniz bakımından önemlidir.
2013 yılında yapılan bir araştırma, her gece 7-8 saat uyuyan kişilerde hamile kalma şansının, daha az ya da daha fazla uyuyan kişilere göre daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bu nedenle her gece 7-8 saat uyumaya özen gösterin.