Belli bir yaşa gelince, belli bir kariyer hedefine ulaşınca, bazı koşullara sahip olunca pek çok çift, bebekli bir aile olmaya karar veriyor. Bu kararla birlikte birkaç denemede doğal yolla bebek sahibi olabileceklerini düşünüyor. Elbette ki, umutlar o yönde olmasına rağmen, bebek sahibi olmak istediği birkaç ay içinde gebelik elde edebilen çiftlerin sayısı oldukça azdır. Kısırlık tüm dünyada her geçen gün daha da yaygınlaşan sorunlar arasındadır. Günümüzde dünya genelinde bebek sahibi olmak isteyen çiftlerin % 85’i ortalama bir yıl korumasız cinsel ilişki ile gebelik elde edebiliyor, geri kalan % 15’lik kısımdaki çiftler ise üremeye yardımcı tedavilere ihtiyaç duyuyor.
Aşağıdaki videoda bu konu hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz.
Nedir?
Kısırlık, genel anlamda değerlendirildiğinde doğal yolla bebek sahibi olamama durumudur. Tıbbi açıdan bakıldığında ise; 35 yaşın altındaki çiftlerin yaklaşık 1 yıl, 35 yaşın üzerindekilerin ise 6 ay kadar düzenli aralıklarla korumasız cinsel ilişkiye rağmen gebelik elde edememesi kısırlık olarak tanımlanmaktadır. Ancak bunun için bebek isteyen çiftin haftada 2 – 3 kez, özellikle de kadının yumurtalama dönemini takip ederek korumasız cinsel ilişkiye giriyor olması gerekir. Her gün gibi çok sık ya da 10 günde bir gibi seyrek cinsel ilişkilerde gebelik elde edebilme şansı düşmektedir. Her gün ilişkiye girildiğinde ise, baba adayının menisinde gebelik için yeterli sayıda ve kalitede sperm birikemediği için 2 – 3 gün arayla cinsel ilişkiye girmek önerilir. Bu bakımdan kısırlık şüphesiyle doktora başvurmadan önce düzenli aralıklarla cinsel ilişkiye girmek gerekir.
Kısırlık, kadından, erkekten, her ikisinden kaynaklanıyor olabilir veya kısırlığa sebep olan faktör yapılan pek çok tetkike rağmen bulunamayabilir. Ancak sebep her ne olursa olsun, günümüzde bebek sahibi olma şansını önemli ölçüde artıran birçok güvenli ve etkili tedavi yöntemi bulunmaktadır.
Belirtileri
Kısırlığın ana semptomu hamile kalamamaktır. Kadın, korumasız cinsel ilişkiye rağmen gebe kalamadığında kısırlıktan şüphe eder. Bazı vakalarda başka bariz semptomlar olmayabilir. Kısırlık sorunu olan bazı kadınların adet düzensizliği veya uzun süre hiç adet görmeme gibi sorunları olabilir. Bazı durumlarda kısır bir erkeğin saç büyümesinde veya cinsel işlevinde değişiklikler gibi bazı hormonal problem belirtileri olabilir.
Ne zaman kısırlıktan şüphe edip doktora gitmek gerekir?
Üreme çağındaki bir kadın, en az bir yıldır hamile kalmak için korumasız cinsel ilişkiye girdiği halde gebe kalamıyorsa doktora başvurmalıdır. Birkaç aylık bir süreçte gebe kalınamayabilir. Bu tür bir durumda kısırlık şüphesi duymak doğru olmayabilir. Bununla birlikte bazı kadınların gebelik için 1 yıldan daha önce bir doktora başvurması gerekebilir. Daha erken dönemde doktora gitmesi gerekenler:
- 35 yaşında veya daha büyük olup 6 aydır doğal yolla gebe kalamayan kadınlar,
- 40 yaş üstü kadınlar,
- Adet dönemleri düzensiz olan veya uzun süre adet olmayan kadınlar,
- Adet dönemleri çok ağrılı geçen kadınlar,
- Bilinen bir doğurganlık problemi olan kadınlar,
- Endometriozis veya pelvik inflamatuar hastalık teşhisi konan kadınlar,
- Birden fazla düşük yapmış olan kadınlar,
- Kanser tedavisi görmüş olan kadınlar
Erkeklerin doktora başvurması gereken problemler
- Düşük sperm sayısı veya spermle ilgili diğer problemler,
- Testis, prostat veya cinsel problemler,
- Kanser tedavisi görmek,
- Skrotumda küçük testisler veya şişkinlik,
- Ailede kısırlık sorunları olması
Türleri
Yaşadığımız modern dönemde, her iki kadından birinde ve her iki erkekten birinde kısırlık sorunu ile karşılaşılmaktadır. Kısırlık sorunu yaşayan çiftlerin büyük bir bölümü için kısırlık nedeni tespit edilebilse de, bazen “nedeni açıklanamayan kısırlık” durumu da söz konusu olabilir.
Bir çift kısırlık şüphesi ile doktora başvurduktan sonra, kısırlığın nedeninin belirlenmesi adına çeşitli testler ve detaylı incelemeler gerçekleştirilmektedir. Yapılan tetkikler sonucunda, kısırlığa neden olan faktörler belirlenir ve tedavi planlaması yapılır. Peki, kısırlık türleri nelerdir?
Primer İnfertilite: Primer infertilite durumu, daha çok yeni evlenen çiftlerde görülen bir durumdur. Daha önce hiç çocuk sahibi olmayan çiftler, fiziksel olarak herhangi bir sorun olmasa da, psikolojik sorunlar nedeniyle gebelik elde edilemeyebilir. Evliliğin ilk üç aylık döneminde çiftlerin ortalama %30’u, evliliğin birinci yılını dolduran çiftlerin ortalama %80’i ve evlendikten sonra iki yıl içinde çiftlerin ortalama %90’i bebek sahibi olabilmektedir. İki yılı dolduran ve hala gebelik elde edemeyen çiftler için ise kısırlık durumundan söz edilebilir. Uzun bir süredir doğal yolla gebelik elde etmekte sorun yaşıyorsanız, bu konuda bir uzmandan yardım almanız çocuk sahibi olma şansınızı arttıracaktır.
Sekonder İnfertilite: Bir çift, çocuk sahibi olmaya karar verdiğinde bunu kolayca gerçekleştirebileceğini düşünür. Ancak, bazı durumlarda bu her zaman mümkün olmayabilir ya da tedavi gerekli olabilir. Sekonder infertilite, daha önce geçmişte çocuk sahibi olmuş ancak bunu yeniden denerken doğal yolla gebelik elde etmekte zorlanan çiftler için geçerlidir. Zaman içinde, çiftlerin yaşam tarzının ve beslenme alışkanlıklarının değişmesi ile sekonder infertilite ile karşılaşılabilir.
Kalıcı İnfertilite: Kalıcı infertilite, genellikle “nedeni açıklanamayan kısırlık” durumu olarak ifade edilmektedir. Bir süredir çocuk sahibi olmayı deneyen ve bunu doğal yollarla gerçekleştiremeyen bir çift, doktora başvurduktan sonra çeşitli değerlendirmelerden geçecek ve bu sorunun altında yatan faktör belirlenerek tedavi edilecektir. Ancak, bazen kısırlığa neden olan sağlık koşulu belirlenemeyebilir. Bu nedenle, “nedeni açıklanamayan kısırlık” tedavisi en zor kısırlık çeşididir. Ancak, bu durumda bazen çiftler tedavi olmasalar bile birkaç yıl içerisinde doğal yolla gebelik elde edebilmektedir.
Nedenleri
Gebelik için; yumurtlama ve döllenme sırasındaki tüm adımların doğru bir şekilde gerçekleşmesi gerekir. Bazen çiftlerde kısırlığa neden olan konular doğuştan gelirken, bazen yaşamın ilerleyen dönemlerinde gelişir. Kısırlık nedenleri sadece kadını, sadece erkeği veya her ikisini de etkileyebilir.
Genel olarak bakıldığında; kısırlık vakalarının yaklaşık üçte birinde erkekle ilgili, diğer üçte birinde kadınla ilgili bir sorunlar varken, geri kalan durumlarda, hem erkek hem de kadın ile ilgili sorunlar vardır veya hiçbir neden bulunamamaktadır.
Erkeklerde kısırlık
- İnmemiş testisler, genetik kusurlar, diyabet gibi sağlık sorunları veya klamidya, bel soğukluğu, kabakulak veya HIV gibi enfeksiyonlar nedeniyle anormal sperm üretimi veya fonksiyonu olabilir. Testislerdeki genişlemiş damarlar (varikosel) da sperm kalitesini etkileyebilir.
- Erken boşalma gibi cinsel problemlerden dolayı spermin verilmesi ile ilgili problemler, kistik fibroz gibi bazı genetik hastalıklar, testiste tıkanma gibi yapısal problemler veya üreme organlarında hasar veya yaralanma olabilir.
- Pestisitler, diğer kimyasallar ve radyasyon gibi bazı çevresel faktörlere aşırı maruz kalma. Sigara içmek, alkol, esrar, anabolik steroidler ve bakteriyel enfeksiyonları tedavi etmek için ilaç almak, yüksek tansiyon ve depresyon da erkeklerde üreme yetisini olumsuz etkileyebilir. Saunalar veya jakuziler gibi sıcağa sık sık maruz kalmak vücut sıcaklığını artırabilir ve sperm üretimini olumsuz etkileyebilir.
- Radyasyon ve kemoterapi dahil kanser ve tedavisi ile ilgili hasarlar olabilir. Kanser tedavisi, bazen ciddi şekilde sperm üretimini bozabilir.
Aşağıdaki videoda bu konu hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz.
Kadınlarda kısırlık
- Yumurtalıklardan yumurta salınımını etkileyen yumurtlama bozukluklar kadınlarda en yaygın kısırlık sebebidir. Bunlar polikistik over sendromu gibi hormonal bozuklukları içerir. Anne sütü üretimini uyaran hormon olan prolaktin hormonunun çok fazla salgılandığı bir durum olan hiperprolaktinemi de yumurtlamayı engelleyebilir. Çok fazla tiroid hormonu (hipertiroidizm) veya çok az (hipotiroidizm) adet döngüsünü etkileyebilir veya kısırlığa neden olabilir.
- Çok fazla egzersiz yapmak, yeme bozukluğu veya tümör kısırlık sebebi olabilir.
- Rahim veya rahim ağzındaki anormallikler, rahimdeki polipler veya rahim şekli dahil rahim veya servikal anormallikler kısırlığa yol açabilir. Rahim duvarındaki (uterus fibroidleri) kanserli olmayan (iyi huylu) tümörler, fallop tüplerini bloke ederek veya döllenmiş bir yumurtanın rahme implantasyonunu durdurarak kısırlığa neden olabilir.
- Genellikle fallop tüpünün (salpingit) iltihaplanmasından kaynaklanan fallop tüpü hasarı veya tıkanması kısırlığa sebep olabilir. Bu genellikle cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon, endometriozis veya adezyonlardan kaynaklanan pelvik inflamatuar hastalıktan kaynaklanabilir.
- Endometriyal doku rahim dışında büyüdüğünde ortaya çıkan endometriozis, yumurtalıkların, rahim ve fallop tüplerinin işlevini etkileyebilir.
- Birincil yumurtalık yetmezliği (erken menopoz), yumurtalıklar çalışmayı bıraktığında ve adet kanaması 40 yaşından önce sona erdiğinde kısırlık olur. Nedeni genellikle bilinmemekle birlikte bu durum, bağışıklık sistemi hastalıkları, Turner sendromu veya taşıyıcıları gibi bazı genetik durumlar da dahil olmak üzere erken menopoz ile ilişkilidir.
- Kırılgan X sendromu ve radyasyon veya kemoterapi tedavisi kadınlarda kısırlık sebebidir.
- Pelvik adezyonlar, pelvik enfeksiyon, apandisit, endometriozis veya karın veya pelvik cerrahiden sonra oluşabilecek organları bağlayan skar dokusu bantları kısırlığa yol açabilir.
- Kanser ve tedavisi çoğunlukla kısırlık sebebi olur. Bazı kanserler, özellikle üreme organları ile ilgili kanserler genellikle kadın doğurganlığını bozar. Hem radyasyon hem de kemoterapi doğurganlığı olumsuz etkilemektedir.
Aşağıdaki videoda bu konu hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz.
Risk Faktörleri
Hem erkek hem de kadınlarda kısırlık için risk faktörlerinin çoğu aynıdır. Bunlar aşağıdaki gibi sıralanabilir.
- Yaş
Kadınların doğurganlığı, özellikle 30’lu yaşların ortalarında yaşla birlikte yavaş yavaş azalır ve 37 yaşından sonra hızla düşer. Yaşlı kadınlarda kısırlık, yumurta sayısının ve kalitesinin düşük olmasından kaynaklanır ve doğurganlığı etkileyen sağlık sorunlarından da kaynaklanabilir. 40 yaşın üzerindeki erkekler genç erkeklerden daha az üreme yetisine sahip olabilir.
- Sigara kullanımı
Kadın ya da erkek herhangi bir eş tarafından sigara ve diğer zararlı maddelerin kullanımı bebek sahibi olma şansını azaltabilir. Sigara içmek, doğurganlık tedavisinin de olası etkinliğini azaltmaktadır. Düşükler sigara içen kadınlarda daha sık görülür. Sigara içmek erkeklerde erektil disfonksiyon ve düşük sperm sayısı riskini artırabilir.
- Alkol kullanımı
Kadınlar için, gebe kalma veya hamilelik sırasında güvenli bir alkol kullanımı seviyesi yoktur. Alkol kullanımı kısırlığa katkıda bulunabilir. Erkekler için ağır alkol kullanımı sperm sayısını ve hareketliliğini azaltabilir. Bu bakımdan alkol hem kadınlarda hem de erkeklerde üremeye yetisine zarar verebilmektedir.
- Aşırı kilolu olmak
Aşırı kilolu olmak, üreme yetisinin zayıflamasına, üreme hücrelerinin kalite ve sayısının düşmesine yol açabilmektedir. Kadınlar arasında, aktif olmayan bir yaşam tarzı ve aşırı kilolu olmak gibi sağlıksız faktörlerin kısırlık riskini artırdığı bilinmektedir. Erkeklerde ise sperm sayısı fazla kilodan etkilenebilmektedir.
- Düşük kilolu olmak
Doğurganlık problemleri riski taşıyan kadınlar arasında anoreksiya veya bulimia gibi yeme bozuklukları olan kadınlar ve çok düşük kalorili veya kısıtlayıcı bir diyet uygulayan kadınlar bulunmaktadır. Zira gerekli vitaminlerden, minerallerden, proteinden, yağlardan ve karbonhidratlardan yoksun beslenmek üreme yetisini zayıflatmaktadır.
- Hareketsizlik
Yaşam içindeki hareketsizlik ve egzersiz eksikliği, kısırlık riskini artıran obeziteye katkıda bulunur. Obezite de başlı başına bir kısırlık sebebi olabilir.
- Aşırı egzersiz
Vücudun gereğinden fazla efor sarf ettiği, yorulduğu bir rutinde yumurtlama sorunları yaşanabilir, kısırlık olabilir.
Kısırlık genetik olabilir mi? Kısırlık oluşmasında genetik faktörlerin rolü nedir?
Kısırlık sebepleri arasında çevresel faktörler kadar olmasa da genetik faktörlerin de rol oynadığı bilinmektedir. Günümüzde çiftlerin yaklaşık %15’inde azalmış üreme yetisi görülmektedir. Bu olguların büyük bir kısmında ise temel neden erkek kısırlığıdır. Erkek kısırlığında özellikle sperm bulunmayan erkeklerde patojenik sebep Y kromozomu mikrodelesyonlarına bağlı sperm üretiminin azalması veya kistik fibrozise bağlı azospermidir (sperm yokluğu). Bu bakımdan erkek kısırlığında genetik faktörlerin kadınlara oranla daha etkin olduğu söylenebilir. Ailesinde kısırlık vakaları olan erkekler bu konuda daha dikkatli olmalılar.
Önlenebilir mi?
Bazı kısırlık türleri önlenemezken, çeşitli stratejiler ve daha sağlıklı bir yaşam rutini ile bebek sahibi olma şansı artırılabilir. Bunun için aşağıdaki hususlara dikkat etmek önerilir.
Çiftler gebelik şansını artırmak için nelere dikkat etmeli?
En yüksek gebelik oranı için yumurtlama dönemini hesaplamak ve bu süreçte 2 gün ara ile korumasız cinsel ilişkiye girmek doğru olur. Yumurtlamadan en az 5 gün önceden başlayarak 10 gün boyunca 2 günde bir korumasız cinsel ilişki hamile kalma şansını ciddi oranda artırır. Yumurtlama genellikle adet döneminin ortasında, iki adet dönemlerinin yarısına denk gelen dönemde olur. Örneğin düzenli olarak 28 gün arayla adet döngüsüne sahip olan bir kadın, adet kanamasının başladığı günden itibaren sayarak 14. – 16. günde yumurtlamaktadır. İşte bunu içine alan 10 gün gebelik için en verimli dönemdir.
Erkekler üreme şansını artırmak için nelere dikkat etmeli?
Erkeklerde çoğu kısırlık türü önlenemese de aşağıdaki öneriler gebeliğe yardımcı olabilir:
- Uyuşturucu ve tütün kullanmaktan ve erkek kısırlığına katkıda bulunabilecek çok fazla alkol almaktan kaçınılmalı.
- Sıcak küvetlerde ve sıcak banyolarda bulunan yüksek sıcaklıklardan kaçınılmalı. Çünkü bunlar sperm üretimini ve hareketliliğini geçici olarak etkileyebilir.
- Sperm üretimini etkileyebilecek endüstriyel veya çevresel toksinlere maruz kalmaktan kaçınılmalı.
- Hem reçeteli hem de reçetesiz ilaçlar arasında doğurganlığı etkileyebilecek ilaçlar sınırlanmalı. Düzenli olarak alınması gereken herhangi bir ilaç hakkında doktorla görüşülmeli ve tıbbi bir tavsiye almadan reçeteli ilaçların kullanımı asla bırakılmamalı.
- Aşırı yoğun değil, hareketsiz bir yaşam da değil, orta derecede egzersiz yapılmalıdır. Çünkü düzenli egzersiz sperm kalitesini artırabilir ve hamilelik şansını artırabilir.
Kadınlar üreme şansını artırmak için nelere dikkat etmeli?
Kadınlar için hamile kalma şansını artırabilecek bir dizi strateji bulunmaktadır.
- Sigarayı bırakmak
Tütün, herkesin genel sağlığını etkilerken, hamile kadınlarda fetüsün sağlığına ve gelişimine zarar verirken, aynı zamanda doğurganlık yetisi üzerinde de birçok olumsuz etkisi vardır. Sigara içen, ancak hamileliği düşünen kadınlar acilen bırakmalılar.
- Alkol ve uyuşturucudan kaçınmak
Alkol ve diğer zararlı maddeler hamile kalma ve sağlıklı bir hamilelik geçirme şansını azaltmaktadır. Hamile kalmaya çalışan kadınlar alkol almamalı ve diğer zararlı maddeleri kullanmamalıdır.
- Kafeini sınırlamak
Kafeinin fazla tüketilmesi üreme yetisine zarar vermektedir. Hamile kalmaya çalışan kadınlar kafein alımını sınırlamak durumundadır. Kafeinin güvenli kullanımı konusunda doktora danışmak gerekirken, günde 2 fincan çay ya da kahveden daha fazlası önerilmez.
- Düzenli ve hafif egzersiz yapmak
Üreme yetisi söz konusu olduğunda çok yoğun egzersiz de iyi değil, hareketsiz bir yaşam da iyi değildir. Ancak düzenli egzersiz yapmak önemlidir. Çünkü düzenli egzersiz adet dönelerinin düzenlenmesine, yumurtlamanın teşvik edilmesine ve dolayısıyla da ürem yetisinin artmasına yardımcı olarak doğurganlığı etkileyebilir.
- Aşırı veya düşük kilolu olmaktan kaçınmak
Aşırı kilolu veya düşük kilolu olmak vücuttaki hormon üretimini etkileyebilir ve kısırlığa neden olabilir. Bu bakımdan vücut kitle indeksine göre normal aralıklarda kalmak en doğrusudur.
Teşhisi
Doğal yolla bebek sahibi olamama şikayetiyle doktora başvuran bir çifte, kısırlık testinden önce doktor cinsel ilişki alışkanlıklarını ve sıklığını anlamak için sorular yöneltir. Bu doğrultuda hamile kalma şansını artırmak için önerilerde bulunabilir. Bazı kısır çiftlerde, spesifik bir neden bulunmaz ve buna da açıklanamayan kısırlık adı verilir.
Kısırlık tanısı için erkeklere yapılan testler
Erkek üreme yetisi; testislerin yeterince sağlıklı sperm üretmesini ve spermin vajinaya etkili bir şekilde boşaltılmasını ve de yumurtayı döllemesini gerektirir. Erkek kısırlığı testleri, bu işlemlerden herhangi birinin bozulup bozulmadığını belirlemeye çalışır. Bu bağlamda öncelikle cinsel organların muayenesi de dahil olmak üzere genel bir fiziksel muayene yapılabilir.
Erkeklere özel doğurganlık testleri şunları içerebilir:
- Semen analizi
Doktor, bir veya daha fazla semen örneği isteyebilir. Semen genellikle mastürbasyon yaparak veya cinsel ilişkiyi keserek ve meniyi temiz bir kaba boşaltarak elde edilir. Bir laboratuvarda sperm örneği analiz edilir. Bazı durumlarda da idrar, sperm varlığı açısından test edilebilir.
- Hormon testi
Testosteron ve diğer erkek hormon seviyelerini belirlemek için bir kan testi yapılabilir.
- Genetik test
Kısırlığa neden olan genetik bir kusur olup olmadığını belirlemek için genetik testler yapılabilir.
- Testis biyopsisi
Belirli vakalarda, kısırlığa katkıda bulunan anormallikleri tanımlamak veya tüp bebek tedavisi gibi yardımlı üreme teknikleri için sperm almak amacıyla bir testiküler biyopsi yapılabilir.
- Görüntüleme
Belirli durumlarda, beyin MRG’si, transrektal veya skrotal ultrason veya vas deferens testi (vazografi) gibi görüntüleme çalışmaları yapılabilir.
- Diğer uzmanlık testleri
Nadir vakalarda, sperm anormallikleri için sperm örneğini değerlendirmek gibi sperm kalitesini değerlendirmek için başka testler de yapılabilir.
Kısırlık tanısı için kadınlara yapılan testler
Kadınlar için doğurganlık, sağlıklı yumurta bırakan yumurtalıklara dayanmaktadır. Üreme sistemi bir yumurtanın fallop tüplerine geçmesine ve döllenme için sperm ile birleşmesine izin vermelidir. Döllenen yumurta rahme gitmeli ve rahim astarına tutunmalıdır. Kadınlarda kısırlık testleri, bu işlemlerden herhangi birinin bozulup bozulmadığını bulmaya çalışır. Düzenli jinekolojik muayene de dahil olmak üzere genel bir fiziki muayene yapılabilir.
Kadınlara özel doğurganlık testleri şunları içerebilir:
- Yumurtlama testi
Kan testi kadının yumurtlayıp yumurtlamadığını belirlemek için hormon seviyelerini ölçer.
- Histerosalpingografi
Histerosalpingografi (his-tur-o-sal-ping-GOG-ruh-fee) rahim ve fallop tüplerinin durumunu değerlendirir ve tıkanıklıkları veya diğer sorunları arar. Rahime röntgen kontrastı enjekte edilir ve boşluğun normal olup olmadığını belirlemek ve sıvının fallop tüplerinden dökülüp dökülmediğini görmek için bir röntgen çekilir.
- Yumurtalık rezervi testi
Bu test, yumurtlama için mevcut yumurta miktarının belirlenmesine yardımcı olur. Bu yaklaşım genellikle adet döngüsünün erken döneminde hormon testi ile başlar.
- Diğer hormon testleri
Diğer hormon testleri, yumurtlama hormonlarının seviyelerini ve üreme süreçlerini kontrol eden hipofiz hormonlarını kontrol eder.
- Görüntüleme testleri
Pelvik ultrason rahim veya yumurtalıklarda herhangi bir hastalık olup olmadığını gösterir. Bazen salin infüzyonu sonogramı olarak da adlandırılan bir sonohysterogram, rahmin içinde düzenli bir ultrasonda görülmeyen ayrıntıları görmek için kullanılır.
- Histeroskopi
Kadındaki belirtilere bağlı olarak nadiren, doktor rahim hastalığını aramak için histeroskopi isteyebilir. Prosedür sırasında, doktor olası anormallikleri görüntülemek için rahim ağzına rahim içine ince, ışıklı bir cihaz yerleştirir.
- Laparoskopi
Bu minimal invaziv cerrahi, göbeğin altında küçük bir kesi yapılmasını ve fallop tüplerini, yumurtalıkları ve rahmi incelemek için ince bir görüntüleme cihazı yerleştirmeyi içermektedir. Laparoskopik işlem; fallop tüplerdeki endometriozisi, skarlaşmayı, tıkanıklıkları veya düzensizlikleri, yumurtalıklar ve rahim ile ilgili problemleri tanımlayabilir.
Kısırlığın nedeni bulunmadan önce herkesin bu testlerin hepsini, hatta çoğunu yaptırması gerekmez. Hastanın durumuna göre doktor hangi testlerin ne zaman yapılacağı konusunda en doğru kararı verir.
Tedavisi
Kısırlık tedavisi aşağıdaki soruların yanıtlarına bağlı olarak değişebilir:
- Kısırlığın sebebi nedir?
- Ne kadar zamandır kısırlık var?
- Kadın ve erkeğin yaşları kaç?
- Çiftin yaşam alışkanlıkları nasıl?
Unutulmamalıdır ki, bazı kısırlık vakaları tedavi edilemez ve yine bazı kısırlık nedenleri düzeltilemez.
Doğal yolla gebeliğin gerçekleşmediği durumlarda, çiftler yardımlı üreme teknolojisi kullanarak bebek sahibi olabilirler. Kısırlık tedavileri önemli finansal, fiziksel, psikolojik ve zamansal yük getirebilmektedir. Tedaviye başlamadan önce bunları bilmek ve hazır olmak gerekir.
Erkeklerde kısırlık tedavisi nasıl olur?
Erkeklerin genel cinsel problemleri veya sağlıklı sperm eksikliği için tedavisi şunları içerebilir:
- Olumlu yönde değişen yaşam tarzı faktörleri
Yaşam tarzını ve belirli davranışları iyileştirmek, belirli ilaçların kesilmesi, zararlı maddelerin azaltılması veya tamamen bırakılması, ilişkinin sıklığının ve zamanlamasının iyileştirilmesi, düzenli olarak egzersiz yapılması ve doğurganlığı bozabilecek diğer faktörlerin azaltılması bebek sahibi olma şansını artırabilir.
- Bazı ilaçların kullanımı
Bazı ilaçlar sperm sayısını ve başarılı bir hamilelik elde etme şansını artırabilir. Bu ilaçlar sperm üretimi ve kalitesi de dahil olmak üzere testis fonksiyonunu artırabilir. Ancak elbette ki doktor önerisi ve doktor kontrolünde kullanılmalı.
- Cerrahi işlem
Bazı durumlarda yapılacak cerrahi bir işlem sperm kanallarındaki tıkanıklığını gidererek üreme yetisini yeniden geri getirebilir. Aynı zamanda varikosel sorununu cerrahi olarak onarmak da genel olarak bebek sahibi olma şansını artırabilir.
- Sperm alımı
Erkeğin boşalma sorunu yaşadığı ya da meni içinde hiç sperm bulunamadığı vakalarda sperm alımı ile gebelik sağlanabilir. Ayrıca yardımcı üreme tekniklerinin planlandığı ve sperm sayılarının düşük veya başka bir şekilde anormal olduğu durumlarda da bu işlem yapılabilir.
Kadınlarda kısırlık tedavisi nasıl olur?
Bazı kadınlar doğurganlığı artırmak için sadece bir veya iki tedaviye ihtiyaç duyar. Diğer kadınların hamilelik için birkaç farklı tedaviye ihtiyacı olabilir.
- Doğurganlık ilaçları ile yumurtlamanın uyarılması
Doğurganlık ilaçları, yumurtlama bozuklukları nedeniyle kısır olan kadınlar için ana tedavidir. Bu ilaçlar yumurtlamayı düzenler veya uyarır. Eğer gebe kalamama problemi düzenli yumurtlamanın olmamasından kaynaklanıyor ise tablet ya da enjeksiyon şeklinde verilebilecek üreme ilaçları sayesinde yumurta gelişimi sağlanabilmektedir.
İlaç formunda verilen tedavi hastanın vücudundaki doğal üreme mekanizmalarının daha etkin çalışmasını sağlarken, enjeksiyon şeklinde verilen tedavi direk olarak yumurtalıkları uyararak yumurtlamanın gerçekleşmesine yardımcı olur. İlaç tedavisi sırasında yaşanan olası yan etkiler; sıcak basması, göğüslerde hassasiyet, bulantı hissi ve duygusal dalgalanmalar şeklinde kendini gösterebileceği gibi, enjeksiyon tedavisinde nadiren olsa da alerjik reaksiyonlar görülebilmektedir. Bu yan etkiler de gerçekten kadının yaşamını olumsuz etkileyebilecek kadar şiddetli olabilir ya da hafif olup tolere edilebilir.
Yumurta sayısını artırmayı amaçlayan hamilelik tedavisinden sonra çoğul gebelik riski artabilmekte ve nadir de olsa “over hipersitimülasyonu” olarak adlandırılan yumurtalıkların normalden fazla uyarılması sorunu yaşanabilmektedir. Bu da aslında gebelik ilaçlarının yarattığı en yaygın risklerden birisidir ve kontrol altına alınması gerekir.
Gebelik tedavisinin doktor tarafından çok yakın kontrol altında yapılması olası yan etkileri en az düzeye indirmek için oldukça önemlidir. Yumurtlamayı düzenleyen ve artıran bu ilaçlar neredeyse tüm hamilelik tedavilerinde sıklıkla kullanılmaktadır. Bu tedaviler için kullanılan ilaçların yararları da, riskleri de bulunduğundan doğurganlık ilacı seçeneklerinin doktor ve hasta tarafından detaylı değerlendirilmesi gerekir.
- Aşılama (IUI)
Aşılama (IUI) sağlıklı spermler, yumurtalıkta döllenecek bir veya daha fazla yumurtanın serbest bırakıldığı yumurtlama döneminde rahime yerleştirilmesidir. “Aşılama tedavisi” olarak da adlandırılan rahim içi tohumlama, doğurganlığın en yüksek olduğu yumurtlama döneminde erkeğin spermlerinin basit bir yöntemle rahim içine yerleştirilmesi ile yapılmaktadır. Bu yöntem kadının tüplerinin sağlıklı olduğu ve nedeni açıklanamayan kısırlık problemlerinin olduğu durumlarda daha çok önerilmektedir.
Baba adayının sperm sayısının ya da hareketliliğinin çok düşük olmadığı, ancak azaldığı, spermin rahim ağzından geçişinin engellendiği ya da cinsel ilişkinin vajinismus, erken boşalma, sertleşme sorunu gibi sebeplerle tam olarak gerçekleşemediği çiftlerde de aşılama tedavisi etkin olarak kullanılmaktadır.
Aşılama tedavisinde baba adayının verdiği sperm örneğinden seçilen en hareketli ve yumurtayı dölleyebilme ihtimali en yüksek spermler plastik bir tüp ile rahim ağzından geçilerek rahim içerisine bırakılır. Bu işlem ağrılı bir işlem değildir ve genelde gebelik oluşumunu destekleyen ilaçlar ile birlikte uygulanmaktadır. Tedavinin başarı oranı yaklaşık olarak % 15 civarındadır ve kadının yaşına, erkeğin sperm değerlerine ve tüplerin sağlık durumuna göre bu oran değişir.
Kısırlık nedenlerine bağlı olarak, Rahim İçi Tohumlamanın zamanlaması normal adet döngüsü ile veya doğurganlık ilaçlarıyla koordine edilebilir.
- Doğurganlığı sağlamak için cerrahi işlem
Endometriyal polipler, rahim septum, rahim içi yara dokusu ve bazı fibroidler gibi diğer rahim problemleri histeroskopik cerrahi ile tedavi edilebilir. Endometriozis, pelvik adezyonlar ve daha büyük fibroidler laparoskopik cerrahi veya daha büyük bir karın insizyonu ile cerrahi işlem gerektirebilir.
Yukarıda sıralanan tedavi yöntemlerinden hangilerinin hasta için önerileceği kararı yaşa, daha önceden yaşanmış bir gebeliğin olup olmadığına, ne kadar süredir kısırlık sorunu olduğuna, kadının fallop tüplerinin durumu ve yumurta kalitesi ile erkeğin sperm değerlendirmesinin sonucuna göre değişebilmektedir.
Kısırlık sorununda tüp bebek
Adet dönemleri düzenli olan kadınlar her ay tek bir yumurta üretir ve yumurtalıktan salar. En başarılı sonuçlar alınabilen üremeye yardımcı tedavi yöntemi olan tüp bebek tedavisinde ise anne adayına dışarıdan verilen hormon ilaçları ile bu sayının artması ve yumurta kalitesinin de yükselmesi hedeflenmektedir.
Uygulanan her tedavi protokolü farklılıklar gösterse de temel olarak yumurta gelişimini sağlayan ve zamanından erken yumurtlamayı engelleyen iki tane hormon tedavisi yapılmaktadır.
Bu sayede oluşan yumurtalar toplanır, baba adayından alınan spermlerle aynı ortama alınır ve döllenme gerçekleştirilerek embriyo oluşumu sağlanır. Uygulanan tüm işlemlerin sonucunda elde edilen embriyolardan en kaliteli olan 1 – 2 tanesi anne adayının rahmine transfer edilmektedir.
Tüp bebek tedavisinde transfer edilecek olan embriyo sayısının belirlenmesi gebelik şansına ve çoğul gebelik riskine direkt olarak etki edebilmektedir. Elde edilen embriyoların kalitesi belirlendikten sonra, embriyo sayısı transfer öncesinde çiftle ayrıntılı olarak görüşülür ve riskleri, şansları göz önünde bulundurularak tercih yapılır.
Kısırlık tedavisinde hangi durumlarda cerrahi yöntemler kullanılır?
Kısırlık tedavilerinde ve özellikle de tüp bebek tedavisi öncesi bazı cerrahi girişimler gebelik şansını artırmaktadır. Cerrahi işlem gerektiren durumlar aşağıda sıralanmaktadır:
- Endometriozisin tedavisi,
- Rahim iç tabakasını bozan miyomların veya poliplerin çıkarılması,
- Rahim içi yapışıklıkların düzeltilmesi,
- Tıkanmış ve içinde sıvı birikerek genişlemiş fallop tüplerinin onarılması,
- Polikistik over sorunu olan ve yumurtlaması baskılanmış durumlar,
- Menisinde sperm bulunamayan erkeklerde, spermin testisten (TESE, TESA) ya da epididimisden (MESA, PESE) cerrahi olarak sperm alınması
Kısırlık tedavisinde laparoskopi
Laparoskopik işlemler kısırlık tedavisinde; kadının karın alt bölgesinde açılan 3 – 5 mm’lik deliklerden içeri sokulan aletler ile rahim, yumurtalık ve tüpleri ilgilendiren hastalık veya sorunların direkt olarak gözlemlenebilmesine ve gerekli olduğunda cerrahi işlem yapılabilmesine olanak tanır.
Kısırlıkta laparoskopi; karın içi yapışıklıkların onarılması, kapalı tüplerin açılması, hasarlı tüplerin çıkarılması, miyomların temizlenmesi, çikolata kistinin temizlenmesi gibi tedaviler için kullanılır.
Kısırlık tedavisinde histeroskopi
Histerektop, ucunda mini bir kamera olan tüp şeklinde bir alettir. Histerektop, vajina içerisine yerleştirilerek rahim boyundan rahme doğru uzatılır ve doktorun rahim içi problemleri tespit etmesini kolaylaştırır. Bazı vakalarda ihtiyaç olduğunda doktor, küçük bir doku örneği de alabilir. Histeroskopi ile rahim içi görüntülenerek miyom, polip ve rahim içi perde gibi sorunlar teşhis edilebilir. Aynı zamanda zaman zaman tedavi de yapılabilir.
Histerostopi nasıl yapılır?
Histeroskopide küçük bir teleskopik kamera sistemi rahim ağzından rahim içine gönderilir. Bu işlemde herhangi bir kesiye ihtiyaç duyulmaz. Histeroktopide teleskop yardımı ile rahim içine steril sıvı verilerek rahim içi gözlenir, miyom, polip, yapışıklık, septum gibi problemler tespit edilebilir, hatta doktor gerekli gördüğünde biyopsi alınabilir. Tanı amaçlı yapılan histeroktopi sonrasında tespit edilen problemler aynı seans esnasında cerrahi histeroskopi ile tedavi edilebilir.
Gerekli gördüğünde doktor histeroskopiyi genel anestezi, lokal anestezi veya sedasyon (sakinleştirme) ile yapabilir. Hastanın ihtiyacı ve işlemin büyüklüğüne göre doktor tercih yapar. Histeroskopi işleminin yapıldığı gün genellikle birkaç saatlik dinlenmenin ardından hasta evine gidebilirken, büyük miyom çıkartma ameliyatları sonrasında bir gece hastanede yatmak gerekebilir.
Histeroskopi ağrılı bir işlem midir?
Histeroskopi işleminden sonra genellikle hafif vajinal kanama ve adet sancısı gibi karın ağrısı olabilir. Ağrı genellikle tolere edilebilir düzeydedir, ancak bazı durumlarda doktor ağrı kesici ilaç önerebilir. Vajinal kanama ise birkaç gün içinde kendiliğinden geçer. Ancak çok yoğun ve uzun süreli kanama olursa vakit kaybetmeden doktora gitmek gerekir.
Miyom çıkarma işlemi (miyomektomi – miyom ameliyatı) nedir, nasıl yapılır?
Rahimde miyom oluşumu kimi zaman kısırlık sebebi olabilir. Gebe kalmak isteyen kadının rahminde gebeliğe engel miyom tespit edilmesi durumunda miyomların alınması yoluna gidilir. Miyomektomi de bu bağlamda rahim içinde yar alan ve gebeliğe engel olma riski olan miyomların cerrahi işlemle çıkarılmasıdır. Miyomlar açık ya da kapalı ameliyat yöntemiyle çıkarılabilir. Tüp bebek tedavisine başvuran kadına yapılan görüntüleme işlemlerinde tespit edilen miyomlar da embriyonun yerleşmesini ve gebeliği önleme riski düşünülerek alınır.
Miyomların ameliyatla alınmasından önce hastaya genel anestezi uygulanır, rahimde olan miyomlar tek tek alınır. Miyektomi genellikle karın bölgesinden açık yöntemle, kimi zaman da laparoskopik ya da histeroskopik yöntem kullanılarak yapılır.
Miyomlar hamilelikte rahmin içine ve dış duvarına yerleşebilir. Bunlar ebat olarak büyüdüklerinde veya sayıca çoğaldıklarında rahmin iç duvarı tıkanabilir. Bu tür bir durumda ise bebeğin gelişimi olumsuz etkilenebilir, erken doğuma sebep olabilir. bu sebeple de gebelik öncesinde rahimde tespit edilen miyomların alınması önerilir.
İntrasitoplazmik sperm enjeksiyonu (ICSI)
Erkekten kaynaklı kısırlık durumunda, sperm sayısı ve kalitesinin düşük olduğu vakalarda tek bir sağlıklı sperm doğrudan olgun bir yumurtaya enjekte edilir. ICSI genellikle düşük semen kalitesi veya miktarı olduğunda veya önceki tüp bebek döngüleri sırasında döllenme girişimleri başarısız olduğunda kullanılmaktadır.
Yardımlı tarama
Yardımlı tarama tekniği, embriyonun dış kabuğunu açarak rahim astarına tutunmasına yardımcı olmaktadır.
Kısırlık tedavilerinin komplikasyonları, riskleri nelerdir?
- Çoğul gebelik
Kısırlık tedavilerinin en yaygın komplikasyonu ikiz, üçüz veya daha fazla olan çoğul gebelik oluşmasıdır. Genel olarak, fetüs sayısı arttıkça, erken doğum ve zorlu doğum, gebelik kaybı ve gestasyonel diyabet gibi sorunların yaşanma riski de artar. Zamanından önce doğan bebekler sağlık ve gelişim sorunları açısından yüksek risk altındadır. Bu bakımdan hastalar tedaviye başlamadan önce çoğul gebelikle ilgili endişeleri hakkında doktorla konuşmalılar.
- Yumurtalık hiperstimülasyon sendromu (OHSS)
Yumurtlamayı teşvik eden hormon bazlı doğurganlık ilaçları , özellikle yumurtalıkların şiştiği ve ağrılı hale geldiği ART ile OHSS’ye neden olabilir. Semptomlar, yaklaşık bir hafta süren veya hamilelik olursa daha uzun karın ağrısı, şişkinlik ve bulantı şeklinde olabilir. Nadiren daha şiddetli olduğunda hızlı kilo alımı ve acil tedavi gerektiren nefes darlığı da ortaya çıkabilir.
- Kanama veya enfeksiyon
Herhangi bir invaziv prosedürde olduğu gibi, yardımcı üreme teknolojisi veya üreme cerrahisi ile nadiren kanama veya enfeksiyon riski vardır.
- Dış gebelik
Dış gebelik, döllenmiş bir yumurtanın rahim dışına, genellikle fallop tüpüne yerleştiği durumdur. Dış gebeliğin tedavi edilmediği, gebeliğin rahim dışında yerleştiği yerde kalması durumunda fallop tüpünün yırtılması gibi komplikasyonlar gelişebilir. Dış gebelik durumunda hamileliğin devam etme şansı yoktur. Acil ameliyat gereklidir ve çoğunlukla gebeliğin yerleştiği taraftaki tüp kaybedilir. Bununla birlikte, gelecekteki hamilelik diğer yumurtalık ve tüp ile mümkün olabilir ya da tüp bebek tedavisi gerekebilir.
Doğurganlık tedavisi gören kadınların dış gebelik riski biraz daha yüksektir. Ultrason taraması ile dış gebelik tespit edebilir.
- Psikolojik sorunlar
Kısırlık tedavisinin ne kadar süreceğini ve ne kadar başarılı olacağını bilmek imkansızdır. Bu belirsizlikle başa çıkmak ve sabır göstermek stresli olabilir. Bu durumda her iki partnerin de bu duygusal yükü kaldırmaları zor olabilir. bu süreçte psikolojik destek almak ve aile üyelerinin yardımı çok önemlidir.
Kaynaklar
https://www.mayoclinic.org/diseases-conditions/infertility/symptoms-causes/syc-20354317
https://www.medicalnewstoday.com/articles/165748#complications